Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Kısmı öğretim üyelerinden Prof. Dr. Yener Koç, son yıllarda sıkça görülen hipertansiyon hastalığına ait açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Koç hipertansiyonun bilhassa yaş ilerledikçe ve beslenme alışkanlığı değiştikçe sık görülmeye başlandığını söyleyerek, “Hipertansiyon, hastalar ilerleyen yıllarda diyetlerine uymaz, ilaçlarını düzgün kullanmazsa böbrek yetmezliğine de sebep olabiliyor. Tıpkı göz damarlarını tuttuğu üzere, kalp damarlarını tutup kalp yetmezliği, koroner arter hastalığına yol açtığı üzere böbrek damarlarını da tutarak böbrek yetmezliğine de yol açabiliyor” dedi.
Günlük tuz tüketiminin üstündeyiz
Türk toplumunun tuz tüketme alışkanlığının hayli makus bir durum olduğunu aktaran Koç, 2008 ve 2012 yıllarında tüm Türkiye’de yapılmış Saltürk-1 ve Saltürk-2 çalışmaları datalarına değindi. Prof. Dr. Koç: “Bu çalışmalara nazaran toplumumuz ortalama olarak günlük 12 gramın üzerinde tuz tüketimine sahip. Bu oran bizim yöremizde biraz daha yüksek. Zira salamura ve turşu üzere yiyecekler daha fazla tüketiliyor. Bir hipertansiyon hastası Dünya Sıhhat Örgütünün önerdiği günlük tuz tüketimi azamî 5 gram” diye konuştu.
Diyet ve antrenman önemli
Prof. Dr. Koç, Hipertansiyon hastalarının en az 6 ayda bir ya da yılda bir hiçbir sorunu yoksa bile bir iç hastalıkları, nefroloji, kardiyoloji ve göz hastalıkları uzmanına kesinlikle denetimlerini yaptırması gerektiğini belirterek, “Çünkü hipertansiyona bağlı organların hasarının erkenden tanınması çok değerli. Ne kadar erken tanınırsa o kadar erken müdahale de bulunabiliyoruz. Çok kiloluysak antrenman ve diyet yaparak kilo vermemiz lazım. Kilolu değilsek bile haftada en az üç gün 30-45 dakika ortasında idman yapmamız gerek. Hiçbir şey yapamıyorsak yürüyüş yapmamız lazım” biçiminde konuştu.
Haber7
