ABDULLAH SÖYLEMEZ/CEMAL ÇAVDAR – Iğdır’dan ilkbaharda havaların ısınmasıyla yüzlerce küçükbaş hayvan ile eşi ve 2 çocuğuyla Ağrı’daki yaylaya gelen Hanım Sefa, teknolojik imkanların yanı sıra elektrik, sıhhat ve toplumsal hayattan mahrum çadırlarda tek bayan olarak ailesinin geçimine katkı sunuyor.
İlkbaharda havaların ısınmasıyla küçükbaş hayvanlarını otlatmak için Iğdır’dan Ağrı’ya gelerek yılın yarısını yalnız başlarına yaylada geçiren Hanım ve Osman Sefa çifti ile biri kız 2 çocuğu, her türlü zorluğa karşı çaba veriyor.
İlkbaharda karların erimesiyle her yıl Erzurum ve Kars üzere farklı vilayetlere giderek hayvanlarını yaylalarda otlatan Iğdırlı göçer aile, bu sene Ağrı yaylalarını tercih etti.
Sefa ailesi, Eleşkirt ilçesindeki yüksek rakımlı Güneykaya Dağları eteğinde dere kenarında kurdukları çadırlarda konaklıyor.
Varlıklı bitki örtüsü ve akarsu kaynaklarına sahip bölgede mayıs ayından bu yana 6 aydır çadırlarda kuvvetli hayat süren göçer aile, küçükbaş hayvanlarını bölgedeki dağlarda otlatıyor.
Göçer bayanın mesaisi gün ağarınca başlıyor
Teknolojik imkanların yanı sıra elektrik, sıhhat ve toplumsal hayattan mahrum çadırlarda tabiatla iç içe hayat sürerek her türlü zorluğa göğüs geren ailenin gün uzunluğu süren yorucu mesaisi güneşin doğuşuyla başlıyor.
Yaylada yılın 6 ayı tek bayan olarak yaşayan ve sabah uyanıp çocuklarının da yardımıyla günlük işleri yapan anne Hanım Sefa, eşi ve çobanlarca sabah meraya çıkartılıp öğle vakti geri getirilen küçükbaş hayvanların sağımını yapıyor.
Göçer bayan, yaz ayları boyunca sağdığı koyun ve keçilerden elde ettiği sütün bir kısmını mandıraya satarak aile iktisadına katkı sağlarken, geriye kalanı da kazanlara koyup yaktığı ateşte kaynatıyor.
Şiddetli yayla hayatında ailesinin iş yükünün büyük kısmını tek başına omuzlayan Hanım Sefa, ateş üzerinde kaynayan sütten, tereyağı ve çeşitli eserler elde ederek ailesinin kışlık yiyecek muhtaçlığını da hazırlıyor.
Etraftaki dağlarda bulunan ağaçların çeşitli renklere bürünmesiyle sonbaharın tesirini gösterdiği yaylada, hayatı zorluklarla baş ederek geçen göçer Hanım Sefa ve ailesinin tabiatla iç içe hayatı Anadolu Ajansı muhabirince drone ile havadan görüntülendi.
“Yaylada tek başına yaşamak o denli kolay değil”
Hanım Sefa, AA muhabirine, ilkbahardan bu yana yaylada olduklarını ve bulundukları bölgede su zahmeti yaşamadıklarını söyledi.
Yaylada havanın çok pak olduğunu belirten Sefa, şöyle konuştu:
“Yaylamız görülmemiş bir hoşluğa sahip. Yaz aylarında koyunları sağıp sütünü mandıraya sattık. Kışlık peynir ve tereyağı da hazırladık. Burada tandırda ekmekte pişiriyoruz ve tek aile burada yaşıyoruz. Yaylada bayan olarak tek başına yaşamak o denli kolay değil, herkes yapamaz. Diğer bölgelerdeki yaylacılar gitti. Bizim için yayla hayatı devam ediyor.”
“Ay sonuna kadar yayladayız”
Yayla hayatının çok hoş olduğunu lisana getiren Sefa, “Yaylada pak hava, su var. Hayvancılığı herkese tavsiye ediyorum. Çocukları olan herkes gelsin bu yaylalarda hayvanlarını otlatsın. Hayvancılığın yararı da iyidir. Eylül ayından itibaren havalar bilhassa gece soğuk oluyor. Bu ayın sonunda kadar buradayız ve sonrasında dönüşe geçeceğiz.” diye konuştu.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Abdullah Söylemez
Haberler.com
