Denizlerde balık kuşağının sürdürülebilirliği açısından mevzuatta belirlenen ölçülerde balık avı yapılması gerekiyor. Bilhassa Karadeniz’de bol çıkan hamsinin 9 santimetre altında avlanması, balık jenerasyonunun devamlılığını tehlikeye düşürüyor. Samsun Tarım
“HİÇ BİR DOĞAL KAYNAĞIMIZ SINIRSIZ DEĞİLDİR”
Kontrollere katılan Vilayet Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, “İlimiz Karadeniz’in ortasında yer alması, kıyı kısmının uzun olması, iç sulardaki baraj, gölet ve lagünlerin fazla olması münasebetiyle balıkçılıkta Türkiye’de birinci sıralarda olan vilayetlerimizden birisi. Türkiye’de avlanan balıkların yüzde 70’i Karadeniz’de yakalanmaktadır. Karadeniz’den çıkan yüzde 70 oranındaki balığın yüzde 60’ını hamsi oluşturmaktadır. Hiçbir doğal kaynağımız sınırsız değildir ve tüketilebilir. Tükenmemesi açısından belli hudutların altındaki 9 cm balıkların yakalanması doğal kaynağımızın azalmasına ve bitmesine sebep olur. Biz bunun önüne geçmek üzere bakanlığımızın çıkarmış olduğu yeni genelge doğrultusunda farklı vakitlerde avlanma çıkarıldı. Bu genelgenin önümüzdeki yıllarda ne kadar kıymetli olduğunu göreceğiz. Biz de kontrol takımlarımızla birlikte balığın karaya çıktığı barınaklarımızdan tutun balıkhanelerdeki, buzhanelerdeki, depo mahallinde bulunan balık yerlerindeki hem de perakende satışlarında bütün gruplarımız avlanma ve balık uzunluğuyla ilgili kontrolleri gerçekleştiriyor. Bilmeyen beşerler hamsi ile çaça balığını karıştırıyor. Samsun vilayetinde yapılan en büyük balıkçılık çaça ve hamsi balıkçılığı. Çaça balığı hamsiye benzediği için uzunluğu küçük mü diye sorular sorulabiliyor. Gördüğünüz üzere kontrollerimizi yaptık ve en küçükleri 11 santimetre düzeyindedir” dedi.
“ALDIĞIMIZ BU ÖDÜNÇ BALIKLARI SAHİPLERİNE YANLIŞSIZ BİR FORMDA BIRAKMAMIZ LAZIM”
Samsun’daki balıkçılığın ekonomik boyutları ve yapılan çalışmalar hakkında da açıklamalarda bulunan Müdür Sağlam, “Çaça balığının kıymetlendirilmesine baktığımızda balık unu ve balık yağında kullanılmak üzere fabrikalarımıza, hamsinin de tüketilmeyen kısmı bu fabrikalarımıza gitmektedir. Balık eserleri işleyen altı fabrikamız var. Bu fabrikalarımız Avrupa Birliği ülkelerine, Uzak Doğu ülkeleri Japonya, Çin’e kadar ihracat yapıyor. Bu fabrikalarımızda hamsiden alabalığa, salyangoza kadar bu bir sürü deniz eserlerimiz işlenmektedir. İlimiz iktisadına katkısına baktığımızda toplam 20 milyon dolar üzere daha evvelki yıllarda getirisi oldu. Bu yıl ne kadar katkı sağlayacağını takip ediyoruz. Bu kontrolleri yalnızca Tarım Vilayet ve Orman Müdürlüğü yapmıyor, bunun yanında Kıyı Güvenlik Komutanlığı tarafından da balıkçı teknelerinde kontroller yapılıyor.
İlimiz geneline baktığımızda 490 tanesi denizlerimizde, 122 tane de iç sularımızda olmak üzere toplam 612 tane balıkçı teknemiz mevcut. Teknelerden 158 tanesi 12 metre üzerinde. Bu tekneler de genelde gırgır ve trol olarak avcılık yapmakta. Hem Kıyı Güvenlik Komutanlığı’nın hem de Tarım Vilayet ve Orman Müdürlüğü’nün yaptığı kontrollerin sonucuna baktığımızda 2 bin 732 tane kontrol yapıldı. 295 adet şahıs ve kurumsal çalışan firmalara toplam 1 milyon 133 bin 900 lira 2020 yılı içerisinde cezai süreç uygulandı. Bizim söylemek istediğimiz şey, var olan balığı balıkçılarımızdan diğer kimse yakalamayacak. Var olan balığı ya kendileri ya çocukları ya da torunları yakalayacak. Karadeniz’de ya da iç sularımızda doğal olarak yetişen balıklar sınırsız değil, kesinlikle sonu vardır. Ziraî üretim manasında tarlalarla ilgili söylediğimiz üzere ‘atalarımızdan miras değil çocuklarımızdan ödünç aldık’. Balıkçılar da balıkları atalarından miras değil, kendilerinden sonra balıkçılık yapacak olan çocuklarından ödünç aldılar. Aldığımız bu ödünç balıkları sahiplerine gerçek bir halde bırakmamız lazım” diye konuştu.
Kaynak: İhlas Haber Ajansı / FURKAN ABREK ÜNAL
Haberler.com
