Avrupa İş Gücü Piyasası tarafından yayınlanan rapora nazaran, sıhhat alanında en fazla eksiklik hemşirelik mesleğinde olurken, 2030 iddialarına nazaran dünyada 80 milyon sıhhat işçisine gereksinim duyulacağı belirtildi. Raporu derleyen Prof. Dr. Fatma Eti Aslan, ülkelerin sıhhat alanındaki açıklarının o ülkenin demografik yapısıyla irtibatlı olduğunu söyleyerek, Avrupa’da sıhhat mesleği yapmak isteyenlere kıymetli tavsiyelerde bulundu.
Avrupa’nın 30 ülkesinde sıhhat işçisi açığına yönelik yapılan ve pandemi periyodunu kapsayan Avrupa İş Gücü Piyasası (AİGP) 2020 raporu yayınlandı. Raporda; İngiltere ve Almanya başta olmak üzere birçok ülke kıymetlendirme kapsamına alırken, rapora nazaran hemşirelik çalışanları 30 ülkenin 18’inde en fazla gereksinim duyulan meslek olarak görülmekte ve bunu sırasıyla pratisyen doktorlar, sıhhat bakım çalışanı ve hemşire yardımcıları takip etmekte. Dünya Sıhhat Örgütü ve Dünya Bankası’nın varsayımlarına nazaran de 2030 yılında dünya çapında sıhhat çalışanlarına olan talebin 80 milyona çıkacağı ve bunun yalnızca 65 milyonunun karşılanabileceği uyarısı yapılmakta. Geriye 15 milyon sıhhat çalışanı açığının bulunacağı ve en yüksek açığın ise üst ve orta gelirli ülkelerde yaşanacağı öngörülmekte.
AİGP raporunu derleyen Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Sıhhat Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatma Eti Aslan, tüm alanlardaki toplam sıhhat işçisi açığının en fazla Danimarka, İspanya, Estonya, Finlandiya, Lüksemburg, Hollanda ve Norveç üzere ülkelerde olduğunu söyledi. Avrupa’da sıhhat mesleği yapmak isteyenler için en büyük mahzurun lisan eğitimi olduğunu belirten Aslan, “Örneğin, İngiltere’de, açık bulunan meslekler sıralamasında fizyoterapistler 62’nci, lisan ve konuşma terapistleri 14’üncü, Hemşireler 47’nci, ve Toplumsal hizmet çalışanları ise 87’nci sırada yer almaktadır” dedi.
“ALMANYA’DA EN FAZLA AÇIK, FİZYOTERAPİ VE HEMŞİRELİK ALANINDA”
Türkiye’den sıhhat işçisi talebinin en çok Almanya’dan geldiğini tabir eden Prof. Dr. Fatma Eti Aslan, bu talebin Almanya’daki Türk nüfusundan ve eski kuşağın Almanca bilmemesinden kaynaklandığını söyledi. Aslan, “Almanya’da bulunan birinci Türk kuşak, Almanca bilmiyor ve bu nesil artık kronik hastalıklara sahip. Fizyoterapiye, hemşirelik bakımına gereksinimleri var şu anda lakin bir söz Almanca bilmiyorlar. Münasebetiyle Almanya’nın en çok tercih ettiği sıhhat profesyonelleri, fizyoterapi ve hemşirelik. Buna karşılık, Türkiye’de Almaca bilen fizyoterapi ve hemşirelik öğrenci sayısı ise az. Avrupa’da meslek yapmanın önündeki en büyük pürüz de lisan eğitimi. Bu nedenle BAU Sıhhat Bilimleri Fakültesi olarak, son sınıf öğrencilerimize ve mezunlarımıza fiyatsız Almanca kursu veriyoruz. Öğrencilerimiz, ağır bir formda Almanca dersi almakta. Dünyada sıhhat çalışanı eksikliğine yönelik olarak öğrencilerin altyapısını güçlendirmek için birtakım uygulamalar yapmak kural. Örneğin, öğrencilerimize Almanya’da mesleksel uygulama ile staj yapma avantajı sunuyoruz. Bu formda yapılan stajları resmi stajına sayıyoruz. Bu çalışmayı, Almanya’daki üniversiteler ile yaptığımız iş birlikleri çerçevesinde yapmaktayız. Erasmus ile de değişim ortamı sağlamaktayız. Ders müfredatlarının içeriğini de ulusal cep programıyla birlikte, Dünya sıhhat örgütü ve öteki meslek örgütlerinin önerdiği biçimde oluşturuyoruz” dedi.
İNGİLTERE’DE SIHHAT ÇALIŞANLARI EKSİKLİĞİ HAD SAFHADA
Dünya Sıhhat Örgütü raporuna nazaran, İngiltere dünyadaki en önemli sıhhat çalışanı eksikliğiyle karşı karşıya bulunmakta. Bu eksikliğin başında hemşirelik bulunurken, 2030 yılında ise varsayımı olarak, İngiltere’de 250 bin sıhhat çalışanına muhtaçlık duyulacak. Listede bulunan Danimarka ve Norveç’in de önemli oranda hemşirelik kahrı yaşadığı belirtilirken, ülkelerdeki sıhhat çalışanı kıtlığının ise yurtdışından sıhhat çalışanı alımı ile telafi edilebileceği vurgulanmakta. Raporda, Kanada ve İsviçre üzere ülkelerin de sıhhat çalışanı açıklarının yüksek olduğu belirtilirken, bu ülkelerin kısa müddet içinde, farklı ülkelerdeki sıhhat çalışanlarına kapılarını açması bekleniyor. Avrupa Birliği ülkeleri içinde en acil sıhhat çalışanı istihdam etmesi gereken ülkeler ise Danimarka, İspanya, Estonya, Finlandiya, Lüksemburg, Hollanda, Norveç, Romanya ve Slovenya olarak gösterilmekte. En çok talep ise hemşirelik, pratisyen doktorlar, sıhhat bakım işçisi ve hemşire yardımcıları.
“2030’DA 15 MİLYON SIHHAT ÇALIŞANI AÇIĞI ÖNGÖRÜLMEKTE”
Üst ve orta gelirli ülkelerin ekonomik büyüme ve yaşlanan nüfus oranlarının yüksek olduğunu belirten Prof. Dr. Fatma Eti Aslan, bu durumun sıhhat çalışanlarının arzındaki artışla gereğince karşılanamayacak bir talep yaratabileceğini söyledi. Dünyada 70 milyon sıhhat çalışanının bulunduğunu belirten Aslan, en fazla açığın hemşirelikte olduğunun altını çizerek şunları söyledi:
“Örneğin, 600 yataklı bir hastanede her branştan bir doktor olacak. Diyelim ki 20 tane alt branş bulunmakta. Bu türlü bir kapasitedeki hastaneye en az bin 200 hemşire gereklidir. Türkiye’de şuan 1 milyon 50 bin sıhhat çalışanı bulunmakta. Dünyanın ise binde 9’u sıhhat işçisi. Ülke olarak son 20 yılda çok fazla sıhhat çalışanı yetiştirdik. Her yıl 14 bin hemşire mezun olmaktadır. Yeniden 10 binin üzerinden fizyoterapist ve beslenme uzmanı mezunu oluyor. Dünyada 17 milyon hemşireye muhtaçlık var şu anda. 2030’da dünyanın 80 milyon sıhhat profesyoneline muhtaçlığı olacaktır. Dünya çapında bu süratle sıhhat çalışanı yetiştirilmeye devam edilirse, 2030’da lakin 65 milyon sıhhat çalışanı bulunacaktır. Geriye 15 milyon açık kalacaktır. Bu alanlardaki öğrenci sayısını artırmak için öncelikle bu alandaki eğitici sayısını artırmak lazım. Bununla ilgili de süratli bir çalışma içindeyiz. Bu bir ülke sorunu ve ülkemize katkıdır. Bunu da dünya genelinde yapmak gereklidir.”
“HER ÜLKENİN SIHHAT ÇALIŞANI TALEBİ FARKLILIK GÖSTERİR”
Sıhhat çalışanı taleplerinin ülkelere nazaran farklılık gösterdiğini söyleyen Prof. Dr. Fatma Eti Aslan son olarak şunları söyledi:
“Sosyolojik yapısına, nüfusun demografik özelliklerine ve hizmet sunumundaki siyasetine nazaran, ülkeden ülkeye sıhhat çalışanı talebi farklılık gösterir. Örneğin; İngiltere, yaşlı nüfusu fazla ayrıyeten kuzey ülkesi olduğu için eklem ve romatizma ağrıları çok. Fizyoterapinin hareket alanı içindeki gereksinimler çok daha fazla. Almanya’ya baktığımızda ise yeniden fizyoterapi açığının olduğunu görüyoruz, yaşlı nüfusu fazla olduğu için. Hemşire açığı da bulunmakta. Almanya’da yatağa bağımlı, daima sıhhat hizmeti alma zaruriliği olan hastaların ortasında, Türk hastalar da bulunmakta. Bu durum talebi etkilemektedir. Hasebiyle, ülkelerin sıhhat alanındaki açıkları, o ülkenin demografik yapısıyla irtibatlıdır. Türkiye’de yaşlılarımıza konutlarımızda bakıyoruz. Bu bizim kültürümüz. Ancak Avrupa ülkelerine baktığımızda bakımevlerinin sayısının çok fazla olduğunu görmekteyiz.”
Kaynak: Demirören Haber Ajansı
Haberler.com
