Estetik alanında ameliyatsız uygulamalar giderek yaygınlaşıyor, artan talep bu alanda hizmet verenlerin sayısını da artırıyor. Uzmanlar ise profesyonel dokunuşların ihmal edilmemesi konusunda uyarıyor. Dermatoloji Uzmanı Dr. Hande Ulusal, “Ameliyatsız estetiklerde bütünsel yaklaşım şart” dedi.
Dermatoloji Uzmanı Dr. Hande Ulusal, ameliyatsız estetik uygulamalarına başvurmayı düşünenler için “Dudak dolgusu, burun dolgusu, göz altı ışık dolgusu, Jawline, iple yüz ve kaş askılama üzere sistemler, estetik korkularını bıçak altına yatmadan gidermek isteyenler için bir kurtarıcı misyonu görüyor. Ekseriyetle lokal anestezi ile çok kısa müddette uygulandığı ve çabucak sonuç alındığı için tercih edilen ameliyatsız estetik uygulamalarının giderek yaygınlaşıyor. Lakin estetik alanında yapılan süreçler kolaylaştıkça bu alanda hizmet verenlerin çeşitliliği artıyor ve bu durum, uygulamaların niteliğini olumsuz etkileyebiliyor. Bu yüzden unutulmamalıdır ki ameliyatsız estetiklerde de profesyonel dokunuşlar hayati kıymet taşır ve bütünsel yaklaşım şarttır” uyarısında bulundu.
“AMELİYATSIZ ESTETİK DE HASTAYA ÖZEL TASARLANAN SÜREÇLER GEREKTİRİR”
Tıpkı estetik operasyonlar üzere ameliyatsız estetik uygulamalarında da istenilen sonuçların alınmadığı senaryolarla karşılaşılabileceğini söyleyen Uzm. Dr. Hande Ulusal, “Günümüzde çene estetiği için jawline, göz estetiği ve yüz germe üzere uygulamalar için iple kaş ve yüz askılama ve burun ameliyatları için dolgu uygulamalarının alternatif olarak tercih edildiğini görüyoruz. Ameliyat gerektiren operasyonlara kıyasla süreç mühleti, ağrı, bakım ve iyileşme süreci bakımından büyük avantajları olan bu tekniklerde de muvaffakiyet, tıpkı ameliyatlı estetikte olduğu üzere gerçek tahlilleri yapmaktan ve hastaya uygun süreçleri uygulamaktan geçiyor. Öncesinde şahıslara gerekli testleri uygulamak, uygulamada kullanılacak ve cilt ile temas edecek yahut deri altına enjekte edilecek hususların yan tesirleri konusunda tedbir almak, bireye mahsus ülkü oranları referans almak ve kişinin isteklerinden evvel sıhhatini ön plana alarak kimi talepleri geri çevirmek gerekiyor. Bu noktada ameliyatsız estetiklerin hastaya özel tasarlanan süreçler gerektirdiğini unutmamak ve bu şuurla hizmet veren uzmanlardan takviye almak hayati ehemmiyet taşıyor” tabirlerini kullandı.
“KALICI DOLGU DÜZGÜN BİR SEÇİM DEĞİL”
Son devirlerde dolgu sisteminin yüz bölgesinde imajından şad olunmayan burun, dudak üzere bölgelerin istenilen görünüme kavuşması için sıkça kullanıldığına da değinen Uzm. Dr. Hande Ulusal, “Dolgu süreçleri, kemerli burunları yahut ince dudakları rastgele bir kesi olmadan tekrar şekillendirmede kullanılıyor. Lokal anestezi ile basitçe yapılan bu süreçler, dolgu hususunun kusur saptanan yahut dolgunlaştırılmak istenen bölgeye enjekte edilmesini kapsıyor. Lakin dolgu seçimine çok dikkat etmek gerekiyor. Mümkünse hiçbir uygulamada kalıcı dolgu kullanılmamasını tavsiye ediyorum. Sıklıkla karşılaştığım ve uyguladığım dolgu eritme süreçlerinin de kalıcı dolgunun uzun vadede olumsuz sonuçlarını deliller nitelikte olduğuna inanıyorum. Bu noktada kalıcı dolguların iyi bir seçim olmadığını, bedenin kolay kabul edeceği süreksiz uygulamalara yönelmenin daha sağlıklı olduğunu söylemek mümkün” dedi.
“BÜTÜNSEL YAKLAŞIMDA MAGIC TOUCH FORMÜLÜ TERCİH EDİLİYOR”
Hastanın isteklerinden fazla muhtaçlıklarının belirlenerek yapıldığı süreçlerin hem hasta sıhhatini hem de memnuniyetini koruduğunu söz eden Uzm. Dr. Hande Ulusal, “Sihirli dokunuş olarak da isimlendirdiğimiz Magic Touch tekniği, 45 yaş altı için Princess Touch ve 45 yaş üstü için Queen Touch olmak üzere iki farklı yaklaşımı kapsıyor. Burada temel olan, cildin cinsine, yaşına, daha evvel geçirdiği süreçlere ve gençleştirilmek istenen bölgenin gereksinimlerine paralel olarak hastaya özel bir program çizmek. Çünkü olağan cilt bakımları ister istemez yüzeysel kalıyor, halbuki derinin orta katmanının desteklenmesi gerekiyor. Bu noktada Magic Touch, bilhassa de ağır iş temposundan ötürü bu bakımlarını yaptıramayan bireyler için tek seferde uzun vadeli kalıcılık sağlayacak bir süreç kombinasyonu oluşturuyor. Böylelikle cildi besleyici, destekleyici süreçlerin bütünsel bir yaklaşım çerçevesinde ele alınarak hastaya en uygun uygulamaların bir ortaya getirilmesi sağlanabiliyor” diye konuştu.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı
Haberler.com
