Ulusal Savunma Bakanı Hulusi Akar, Oruç Reis araştırma gemisinin Doğu Akdeniz‘deki faaliyetlerine ait, “Bizim yaptığımız şey sondaj ve araştırma. Hak, alaka ve menfaatlerimiz çerçevesinde barışçıl yol ve yollarla bize ilişkin olan alanda çalışmalarımızı yapıyoruz.” dedi.
Bakan Akar, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası’nda gündeme ait değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
Akar, Yunanistan tarafından ortaya atılan kara suları argümanına değinerek, “Ege Denizi’nde kara suları 6 mil. Dün de açıklama yaptılar. Adriyatik’te 12 mile çıkarmak konusunda bir çalışmaları var. İtalya, Arnavutluk ve Yunanistan ortasındaki bir husus bu. Bizim tarafa rastgele bir yansıması kelam konusu değil. Burada 6 mil kara suyu olan adaların tıpkı vakitte 10 mil hava alanı olması akıl, mantık, fizik, kimya… Bu türlü bir şey mümkün değil. Bu türlü bir şey kelam konusu değil. Ne tarihte bunun bu türlü bir örneği ne de günümüzde bu türlü bir örneği var. Bunun yanıtı ‘böyle oldu’. Bu türlü oldu da o vakit yanlışsa bunu düzeltin.” sözünü kullandı.
Mevzuyu bir örnekle açıklayan Akar, Türkiye’nin memleketler arası sulardaki bir gemisi 6 milin dışındayken rastgele bir ihlalin kelam konusu olmadığını belirterek, “O gemide bir hastalık yahut acil bir bahis oluyor, helikopter kalkması gerekiyor. Helikopter kalktığı anda ‘hava alanımızı ihlal’ diyorlar. Burada akıl diyoruz, mantık diyoruz.” diye konuştu.
Ön yargıyı “insanoğlunun en sorunlu sahası” olarak nitelendiren Akar, “Eğer ön yargı olursa insan kör oluyor, sağır oluyor. Ön yargı ile sıkıntıya baktığınız vakit ne gerçekleri görebiliyor ne de gerçekleri duyabiliyorsunuz. Yunan komşularımıza ön yargılardan uzak, sorunlara objektif olarak bakmalarını şiddetle tavsiye ediyoruz.” dedi.
Ege’de geçmişte başlayan “bazı adaların silahsızlandırılması” konusuna da değinen Akar, “Deniliyor ki mutlaka gayri askeri statüde olacak bu adalar. Siz bu 23 adanın 16’sını silahlandırmışsınız. Nereye koyacağız bu mevzuyu biz? Biz bunları rastgele bir formda oyunu kesen, oyunu durduran, oyunu bitiren bir vaka olarak da görmedik. Bütün bunlara karşın biz büyük bir sabırla, özveriyle ‘Tamam bunlar bu türlü lakin biz yeniden de konuşalım, diyalogdan yanayız’ dedik. Biz buna karşın diyalog diyoruz. Yoksa yapılan işlerin sahiden iler fiyat tarafı yok. Mutabakatlar kelam konusu, metinler var ortada.” değerlendirmesini yaptı.
FIR sınırına da değinen Akar, “Bütün dünyada, bilgi verme sınırı. Bir enformasyon sınırı, uçuş malumat sınırı. Bunu veriyorsunuz. Bu benim sonum diyor. Egemenlik sınırı. Bu türlü bir şey yok.” tabirini kullandı.
“Türkiye’nin gücünü test etmemek lazım”
Bakar Akar, Meis Adası’nın durumuna ait ise “Daha evvelki yapılan çalışmalarda belirlenmiş, Yunanistan’a verilmiş. İnsaf diye bir şey var, akıl var, mantık var. Meis Adası’nın Türkiye’ye uzaklığı 2 kilometre. Adanın tamamı 10 kilometrekare alan. Yunanistan’a uzaklığı yaklaşık 600, tam manada 580 kilometre. Bu türlü bir durumda olan adaya, 40 bin kilometrekare MEB alanı, deniz yetki alanı veriyorsunuz. Hani bir kelam var ya kuzulara şah olsa kurt yapmaz bu taksimi diye. Bu nasıl bir şey? Bunun kabulü isteniyor.” sözlerini kullandı.
Yunanistan’ın bu bahisteki uğraşlarının Fransızlar tarafından desteklendiğini lisana getiren Akar, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Fransa ile İngiltere ortasında, Fransa’ya 15 kilometre, İngiltere’ye 150 kilometre uzaklıkta adalar var. Fransa’da neyi argüman ettiler? ‘Bu adaların yalnızca kara suları olur, öteki bir şeyi olmaz’. Tıpkı Fransa buraya geliyor diyor ki ‘MEB buna normaldir’ diyor. Nereden çıktı, nasıl çıktı, bir Sevilla haritası var. Bizim akademisyenlerimizi buradan ben çalışmaya, vazifeye davet ediyorum. Madem bu üniversiteyse, bizde üniversite yok mu? Bu üniversitelerde bu çalışmaları yapıp ortaya koysunlar. Bu Sevilla haritası biraz meşhur oldu. Biraz da biz meşhur ettik fazla kullanmak suretiyle. Bunun hiçbir geçerliliği yok. Avrupa Birliğinde kimi yetkililer de bunun yanıtını verdiler. Bizimle alakası yok bunun diye. Biz Avrupa’ya, AB’ye ya da Fransa’ya sığınarak değil, Türkler ve Yunanlar olarak kendi sorunlarımızı konuşup, görüşüp çözmemiz lazım.”
Türkiye’nin gücünün, kuvvetininin test edilmemesi gerektiğini belirten Akar, şunları kaydetti:
“Hak, alaka ve menfaatlerimizi korumak, kollamak konusunda azimliyiz, kararlıyız, muktediriz. Biz, bu taraflara gitmeyelim. Bizim 1870 kilometre kıyı şeridimiz var. Siz bunu nasıl yok sayarsınız? Nasıl adalet bu? Birtakım haritalarla, ülkelerin birtakım kendi menfaatlerine yönelik açıklamalarıyla, kendilerine rol kapıp, rol biçiyorlar. Yok bu türlü bir şey. Doğu Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler var. Her şey mutabakatlarla belirlenmiş, yetkiler muhakkak, sorumluluklar muhakkak. Siz ortaya çıkıp da ‘Ben geldim buraya’ diye kabadayılık yok. Burada sökmez bu, yürümez, bir yere varamazlar. Yeterli komşuluk bağları içerisinde, memleketler arası hukuka uygun formda, diyalogla, barışa giden yolda, komşularımızla konuşmaya, görüşmeye ve burada hakça, adilane bir formda ülkelerin hakkına, hukukuna hürmet duyarak, egemenlik haklarına hürmet duyarak bir formda tahlil bulunmasından yana olduğumuzu her vakit söyledik, söylemeye devam edeceğiz.”
“Kimsenin yolumuza çıkmamasını tavsiye ediyoruz”
AA Editör Masası’nda Oruç Reis araştırma gemisi ile ona refakat eden Deniz Kuvvetleri Komutanlığına ilişkin gemilerin alandaki durumunun yer aldığı imgeleri de paylaşan Akar, vatandaşlara teşekkür ederek, şöyle konuştu:
“Onların bize olan inancı, duası sahiden bizim için ilham kaynağı. Biz bununla onur duyuyoruz. Aklıselim sahibi tüm vatandaşlarımız da bizim yaptığımız çalışmaların ne manaya geldiğinin bilincindeler, bunu desteklemektedirler. Bu bizim için büyük bir motivasyon kaynağıdır. Bizim burada yaptığımız yalnızca sondaj ve araştırma. Biz buradan rastgele bir formda savaş filan çıkarmıyoruz. Biz orada hak, alaka ve menfaatlerimiz çerçevesinde büsbütün barışçıl yol ve usullerle, oradaki bize ilişkin alanda, mantığın, matematiğin bize söylediği alan içinde kendi çalışmalarımızı yapıyoruz. Halkımız, milletimiz için yapılması gereken neyse, ekonomik bir faaliyet bu, bunu gösteriyoruz. Bunun çeşitli taraflara çekilmesinin yanlış olduğunu kıymetlendiriyoruz.”
Oruç Reis’in yaptığı çalışmanın güvenliği için Deniz Kuvvetlerine ilişkin gemilerin koruduğunu vurgulayan Bakan Akar, “Bunun ötesinde orada bir mana yüklemek yanlış olur. Başka taraftan da bizim hak, alaka ve menfaatlerimize karşı rastgele bir mahzur, taciz ve tecavüz kesinlikle bedelini öder. Burada bir tartışma yok, geri adım yok. Biz kendi yolumuza gidiyoruz. Kimsenin de yolumuza çıkmamasını şiddetle tavsiye ediyoruz. Bu yaptığımız şeyin de hem memleketler arası hukuka hem iyi komşuluk alakalarına hem teamüllere hem duruşma kararlarına uygun olduğunu herkesin bilmesini istiyoruz. Bilmiyorlarsa, toplantılar yapmak suretiyle biz onlara bütün evrakları gösteririz. Bu istikamette ilerliyoruz, bunun görülmesi lazım. Rastgele bir yola, metoda gidilmesini istek etmiyoruz.” değerlendirmesini yaptı.
10 Ağustos’ta Navtex duyurusu başladığını sonrasında bunun uzatıldığını hatırlatan Bakan Akar, kelamlarına şöyle devam etti:
“Orada bizim bir ekonomik, araştırma sismik çalışmamız var. Bu çalışma devamınca biz o geminin inançlı bir biçimde sağ salim bir formda çalışmanın korunmasını sağlayacağız. Bizim misyonumuz bu. Yaptığımız şey de bu. Herkesin de bunu bu türlü anlaması lazım. Bu geminin yaptığı çalışmaya karşılık orada yeni bir Navtex duyurusuyla ‘tatbikat yapacağız’ diye dışarıdan kimi ülkelerin gelmesiyle onları oraya toplayarak bir yere varamayacaklarının da Yunan dostlarımızın çok iyi bildiğini zannediyorum. Yunan halkımızın da bu mevzuda kendi idarecilerine gerekli girdiyi yapmalarını da bekliyoruz. Bu halde bir yere varmak da mümkün değil. Biz bu türlü bir şey istemiyoruz, biz ‘konuşalım, diyalog, çözüm’ diyoruz. Bunun dışında da yapılacak bir şey varsa ona da bizim her türlü hazırlığımızın, planımızın, programımızın olduğunu herkesin bilmesini istiyorum. Bu yalnızca bizim burada gerginlik sıkıntısı değil bizim öbür tarafta yaptığımız çalışmalarda hem Yavuz gemimiz var hem de Barbaros Hayrettin Paşa gemimiz var. Bunlar da çalışmalarını sürdürüyorlar. Artık bu tehditlerden birtakım teşebbüslerden kumpaslardan, komplolardan komşularımızın kurtulması lazım. Çağdaş vakitlerde artık bu işleri konuşmak lazım. Yapacağımız çalışmaların vaktin ruhuna uygun olması lazım. Her seferinde ‘asarız, keseriz savaş’ filan bu türlü çığlıklar atmamak. lazım. Yapılan çalışmaları hürmetle karşılamak lazım.”
(Sürecek)
Son Dakika Haberleri – Son Dakika Haber – Şimdiki Haberler
Kaynak: AA
Haberler.com
