Kanal7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet, Yeni Şafak gazetesindeki köşe yazısında Türkiye canla başla yangınlarla uğraş ederken muhalefetin işi provokasyona çevirerek THK uçakları üzerinden başlattığı algı operasyonuyla ilgili dikkat çeken bilgiler paylaştı.
İŞTE THK GERÇEKLERİ
Halkın bağışlarıyla büyüyen kurumun kısa mühlet içerisinde borç bataklığına sürüklenen bir yapıya dönüştüğünü belirten Acet “Hiçbir kabahati olmadığı halde, bütün kabahati siyasi iktidara atıp geçiyorlar.” dedi.
İşte Acet’in o yazısı;
Son bir haftadır daha evvel örneği görülmemiş boyutta orman yangınlarıyla baş başa kalmış durumdayız.
Çok kuraklık, nem oranının düşüklüğü ve en berbatı de rüzgârın tesiriyle bu yangınlar büyüdü, denetim edilmesi sıkıntı hale geldi.
Yangın söndürme grupları, gönüllüler, kendi hayatlarını da riske atarak geceli gündüzlü büyük fedakârlıklar göstererek alevleri söndürmeye çalışıyor.
Bir de tabi oturdukları yerden ‘yangına körükle gidenler’ var.
Yeniden doğrularla palavraların harmanlanıp bunun bir karalama kampanyasına dönüştürülmesi durumuyla karşı karşıyayız.
Bu sefer Türk Hava Kurumu üzerinden yürütülüyor bu kampanya?
THK’ya ilişkin uçakların şuurlu bir halde yangın yerlerinden uzak tutulduğunu, ülkenin ormanları alevlere teslim olurken bu kurumun uçaklarının hangarda bekletildiğini, şuurlu bir formda kullandırılmadığını sav ediyorlar.
Kurumun ne durumda olduğu, kimlerin elinde nasıl bir finansal bataklığa sürüklendiği, nasıl bir borç sarmalı içine düşürüldüğü, en değerlisi de bu olup bitenlerde hükümet makamlarının rastgele bir sorumluluğunun olup olmadığını hiç sorgulamıyorlar.
Daha doğrusu hiçbir kabahati olmadığı halde, bütün hatası siyasi iktidara atıp geçiyorlar.
Onlar açısından amaç, üzüm yemek değil bağcı dövmek olduğu için.
Nasılsa, her şeyde sorumluluk makamı siyasi iktidar olduğu için, asıl sorumluların kim/kimler olduğu çok da kıymet taşımıyor bu çevreler açısından.
Fakat biz, tekrar gerçeğin peşinden gidelim.
Son orman yangınlarıyla ismi tekrar gündeme gelen Türk Hava Kurumu’yla ilgili araştırmalar yaptım.
Kurumun mevcut yetkililerinden bilgiler aldım.
Nedir bu THK sıkıntısı diye soranlar için, dinlediklerimizi aktaralım:
-Bilindiği üzere Türk Hava Kurumu Atatürk tarafından kurulan bir kurum. Birinci Dünya Savaşı’ndan çıkmışız. Kimse size uçak vermiyor. Atatürk 15 yılda halktan 70 milyon lira para toplamış. Bu paraların 55 milyonu Ulusal Savunma Bakanlığı’na verilirken, kalan paralarla 331 tane uçak satın alınıp Türk Hava Kurumu’na bağışlanıyor.
-İlerleyen yıllarda THK ile Hava Kuvvetleri iç içe giriyor. Haliyle THK’nın idaresi de asker yüklü isimler üzerinden oluşuyor.
KURUMUN BATAKLIĞA SÜRÜKLENDİĞİ YIL: 2010
Bugün hala giderilmeye çalışılan büyük meşakkatler ise, 2010 yılından sonra başlıyor.
Kurumun başında 2009’da işbaşına gelen Osman Yıldırım isimli emekli bir tümgeneral var.
O denli olunca ne oluyor?
Halkın bağışlarıyla büyüyen kurum, kısa müddet içerisinde borç bataklığına sürüklenen bir yapıya dönüşüyor.
Orman yangınlarına THK uçakları neden müdahale etmiyor/edemiyor sorularını soranlar sorunun yanıtını öncelikle buralarda aramalılar.
Bütün bunlar olurken, kurumun bataklığa sürüklenmesinde siyasi iktidarın rastgele bir sorumluluğunun olmadığı da ortada.
Türk Hava Kurumu’nun bu darboğaza sürüklenmesi, bilinmeyen, yeni ortaya çıkmış bir sıkıntı de değil.
Sıkıntının yargıya intikal eden kısmına bakalım.
En kolay metoda başvurup Google’da ufak bir araştırma yaptığınız takdirde önünüze şu bilgiler çabucak düşebiliyor:
“30 Ekim 2014 tarihinde Türk Hava Kurumu (THK) Lideri Osman Yıldırım’ın da ortalarında bulunduğu 9 kişi, “kurumda kimi adapsız süreçler yapıldığı” savıyla başlatılan operasyon kapsamında gözaltına alındı. Akabinde yapılan sorgulamalardan sonra ise ortalarında Osman Yıldırım ile oğlu Emre Yıldırım olmak üzere 5 kişi “rüşvet”, “ihaleye fesat karıştırmak” ve “mal varlığı kıymetlerini aklamak” suçlamasıyla tutuklandı.”
Türk Hava Kurumu’nu batırmakla suçlanan isimler daha sonra tahliye edildi.
Fakat yargı süreci şimdi tamamlanmış değil.
“GELEN UÇAKLARIN KİMİLERİNİ GETİRİR GETİRMEZ BOZMUŞLAR. İNİŞ KADROLARINI KIRMIŞLAR”
Türk Hava Kurumu ile ilgili sıkıntı bunlardan ibaret değil.
Yeni idarenin geçmişe dönük lisana getirdiği öbür suçlamalar ürkütücü.
Dinlediklerimizi aktaralım:
-2009/2011 yılları ortasında alınmış alınan uçakların en eskisi 1969, en yenisi 1988 model.
-9 uçaktan üçünü getirir getirmez bozmuşlar. İniş kadrolarını kırmışlar, motorlarını bozmuşlar. Bilmedikleri için. Bu uçaklar daha gelir gelmez atıl duruma düşmüş.
Pekala ya sonra?
Sonrasını, THK Kayyum Heyeti Lideri Cenap Aşçı’nın birkaç gün evvel Sabah gazetesine verdiği demeçten kurumun son halini yansıtan bilgileri aktararak paylaşalım:
“2019’da idare krizi vuku bulmuş, mali kriz had safhaya gelmiş, biz de Uygar Kanun’a nazaran kayyum heyeti olarak buraya atandık. Kurumun 10 tane bankaya 1.5 milyar lira borcu bulunuyor. Borçlarımızı yapılandırdık ve bunları belirli bir takvime nazaran ödeyeceğiz”
Orman yangınlarının başladığı günden beri THK kurumunun uçaklarına ne oldu diye soranlar, bu soruyu bu bilgiler üzerinden güncelleyerek tekrar sorabilirler mi mümkünse?
Haber7
