ANKARA’daki Gıda Takviyesi ve Beslenme Derneği’nce 11 metropolde yapılan ankette, koronavirüs salgını devrinde azık takviyesi tasarruf orantısının Türkiye‘de, yüzde 13’ten yüzde 28’e çıktığı belirlendi.
Besin Takviyesi ve Beslenme Derneği tarafından sokağa çıkma kısıtlaması ve karantina sürecinin yaşandığı salgın periyodunda beslenme ve alışkanlıklar üzerine 11 metropolde anket yapıldı. Anket sonucuna göre, salgın döneminde beslenme alışkanlıklarının değiştiği belirlenirken, bayanların günde 3, erkeklerin ise 2 öğün yemek yediği tespit edildi. Tekrar bu periyotta diyetisyene gitme sıklığında azalma olmazken, bayanların bu süreçte online olarak diyetisyen desteği almaya devam ettiği ortaya çıktı. Başkaca besin takviyesi tasarruf nispetinin, yüzde 13’ten bu devirde yüzde 28’e çıktığı belirlendi.
BIRINCI SIRADA C VİTAMİNİGıda Takviyesi Beslenme Derneği Idare Konseyi Lideri Samet Serttaş, diyetisyenlere yalnızca beslenme değil tıpkı zamanda psikolojik destek emeliyle da gidildiğinin ortaya çıktığını söyledi. Serttaş, ankete katılanların yüzde 69’unun ara öğünde meyve tükettiğinin belirlendiğini lisana getirerek, “Gıda takviyesi tasarrufu bizim toplulukta yüzde 13’tü. ABD’de bu nispet yüzde 77. Bu devirde yüzde 28’e çıktığını gördük. Dedik ki ‘Gıda takviyesi alırken kime danışıyorsunuz?’ Topluluğun umumisi tabiplere güveniyor. Tüm tıp camiasına büyük bir itimat var. Yüzde 65’i tavsiyeyi hekimlerden alıyorlar. Bayanların hekimlere itimadı erkeklerden çok daha fazla. Erkekler ise arkadaş etrafına güveniyor. ‘Neden gıda takviyesi’ diye sorduk. Yüzde 70 üzerinde bağışıklık sistemini güçlendirmek istediği için aldığını söyledi. Neleri kullandıklarını sorduğumuzda birinci sırada C vitamini geliyor. Daha sonra B12, üç numarada ise omega 3 bölge aldı” diye konuştu.’GIDA TAKVİYELERİ FIRSAT SUNUYOR’Samet Serttaş, besin takviyesi kullanımında bilinç olduğunu gördüklerini söyleyerek, “Bir besin takviyesi aldığınızda herkesin beklediğinin tersine yüzde 93’ü etiketi okuyor; fakat yüzde 25’i okuduğu etiketi anlamıyor. Bu bize iki bildiri veriyor. Birincisi takviyenin içeriğini daha sade anlatmamız gerekiyor, ikincisi ise azık takviyelerinin ne işe yaradığını yazmamız gerektiğini anlatıyor. Anketlerde ‘gıda takviyesini kim denetliyor’ dediğimizde çoğunluk ‘Sağlık Bakanlığı’ dedi; lakin yanıt yanlış zira Tarım ve Orman Bakanlığı denetliyor” dedi. Toplumda gelir adaletsizliği olduğunu kaydeden Serttaş, şöyle konuştu:
“Dolayısıyla topluluğun kıymetli bir kısmı ekmek ve gibisi eserlerle besleniyor ve yağ nispeti yüksek eserleri yiyor. Tüm dünyada yağ orantısı yüksek eserler ucuzdur. Besleyici orantısı yüksek olan et, süt, protein eserleri ise pahalıdır. Devletimizde de pahalı. Bilhassa topluluğun bu eserlere erişemeyen kısımları için azık takviyeleri bir fırsat sunuyor. Bunu sair memleketlerde devlet programı olarak yapıyorlar. Ekmek zenginleştirme, süt zenginleştirme. Bizim memleketimizde de artık bu ortama da hakikat bir zenginleştirme olmalı. Yani yemek yiyorsunuz; fakat o vücudun ihtiyacını karşılayacak vitamin ve minerallerle dolu olmuyor. Hasebiyle bu açığı kapatabilecek bir eser kümesi olduğunu herkesin öğrenmesini istiyorum. Besin takviyesinin bir ilaç olmadığını bir marazı tedavi etmediğini artık hepimiz öğrendik. Bundan sonraki aşamada ise bunların kalite standardının bir yana çekilmesini istiyoruz. Bunu bir toplumsal sorumluluk olarak görüyoruz. Türkiye’nin bu sahada katma bedelli eser üretme kapasitesi olduğunu düşünüyoruz.”
Kaynak: DHA
Haberler.com
