Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Türkiye’nin ABD üzere stratejik ortaklarıyla ticaret ve yatırım bağlantılarını geliştirmeye devam etmek istediğini belirterek, gelecek periyotta ABD ile ikili ticareti ilgilendiren birçok mevzuda ve çok taraflı ticaret sisteminin geliştirilmesi için birlikte yeni tahlil yolları bulacaklarına inandıklarını tabir etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyareti kapsamında, Dış Ekonomik Bağlantılar Konseyi (DEİK) Türkiye-ABD İş Konseyince (TAİK) iş dünyası temsilcilerinin iştirakiyle 11’inci Türkiye Yatırım Konferansı klasik gala yemeği düzenlendi.
Bakan Muş, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin yakın geçmişte global ve bölgesel sıkıntıların gölgesinde kalmadan önemli ekonomik atılımlar yaptığını söyledi.
Türkiye’nin mevcut üretim ve ihracat kapasitesi, istikrarlı ve özgür piyasası, risk idaredeki deneyimli iş dünyası, güçlü girişimcileri, gelişmiş lojistik ve inşaat altyapısı ile bölgesinin ticaret ve iktisat merkezi pozisyonunda olduğunu belirten Muş, “Son 20 yılda gerek siyasi gerek ekonomik tansiyonlarla sınanan Türkiye iktisadı yaşanan bütün zorlukları sağlıklı biçimde bertaraf etme başarısı göstermiştir.” diye konuştu.
“TÜRKİYE’NİN UZUN VADELİ VİZYONU ÜRETİM VE TİCARET ÜSSÜ POZİSYONUNU PEKİŞTİRMEKTİR”
Muş, Dünya Bankası’nın 2020 yılı İş Yapma Kolaylığı Endeksi Raporu’nda Türkiye’nin tek seferde 10 basamak yükselerek 33’üncü sıraya geldiğini anımsatarak, ülkenin bugün açıklanan Global İnovasyon Endeksinde de 10 sıra yükselerek en yüksek performans gösteren ülkelerden biri olduğunu aktardı.
Türkiye’nin ihracatının birinci kere son 12 aylık periyotta 200 milyar doları aştığına dikkati çeken Muş, şöyle devam etti:
“Türkiye iktisadının uzun vadeli vizyonu, dijital dönüşümünü tamamlamak, en aktüel üretim teknolojisine sahip olmak ve rekabet gücü yüksek, lojistik ve tüzel altyapısı güçlü bir üretim ve ticaret üssü pozisyonunu pekiştirmektir. Biz ileriye hakikat adımlarımızı atarken global ölçekte ABD üzere stratejik ortaklarımızla ticaret ve yatırım bağlantılarımızı geliştirmeye devam etmek istiyoruz. ABD ile önümüzdeki devirde her seviyede gerek ikili ticaretimizi ilgilendiren birçok hususta gerek çok taraflı ticaret sisteminin geliştirilmesini teminen birlikte yeni tahlil yolları bulacağımıza inanıyoruz.”
Muş, çalışmalarında Türk-Amerikan iş etraflarının de istekliliğini gördüklerini, birlikte münasebetleri geliştireceklerinden kuşku duymadıklarını lisana getirdi.
“POTANSİYELİMİZİN DAHA FAZLASI OLDUĞUNUN BİLİNCİNDEYİZ”
DEİK Lideri Nail Olpak da Türkiye ve ABD ortasındaki ikili ticaret hacminin kâfi düzeyde olmadığını fakat bu yıl makul bir istikrarla 25 milyar dolarlık gayeye hakikat gidildiğini söyledi.
Salgın şartlarına karşın evvelki yıllara nazaran ticaret hacminde kıymetli bir artış olduğuna işaret eden Olpak, “Potansiyelimizin daha fazlası olduğunun şuurundayız ve bu emelle ABD hareket planımızı da çok taraflı ve dinamik bir perspektifle ele alıyoruz. Eyaletleri merkeze alan bir yaklaşımla iş dünyamıza daha fazla dayanak olacağız.” dedi.
Olpak, Türkiye-ABD İş Kurulu’nun 7 eyalette komite yapılanmasına sahip olduğunu belirterek, bu sayıyı öncelikle bu yıl sonuna kadar 13’e çıkarmayı hedeflediklerini, Türkiye ve ABD ortasındaki ticaret hacmindeki gerekli sıçramanın yolunun eyalet merkezli yaklaşımdan geçtiğini kaydetti.
İŞ BİRLİĞİ ALANLARINI PEKİŞTİRME DAVETİ
TAİK Lideri Mehmet Ali Yalçındağ ise ABD’nin Almanya’dan sonra Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ikinci ülke pozisyonuna yükseldiğini söyledi.
Yalçındağ, “Her iki ülkenin ekonomik gücüne baktığımızda, ikili ticaretimizdeki 21 milyar dolar düzeyinin olması gerekenin çok gerisinde seyrettiğini kabul etmek durumundayız.” diye konuştu.
Çeşitli engellemelere ve baskılara karşın başta Türkiye’nin ulusal güvenliği olmak üzere dost ve müttefik ülkelerin güvenliği için savunma sanayiinde atılan bahadır adımların birtakım dost ülkeler tarafından rekabet ögesi olarak anlaşıldığını aktaran Yalçındağ, son periyotta bölgede yaşanan meselelere bakıldığında Türkiye’nin global bir oyuncu olarak öne çıktığını lisana getirdi.
Yalçındağ, iki ülke ortasında 70 seneye dayanan müttefiklik ruhuna yakışır halde hareket edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Gelin, dostluğumuzu dünyanın dört bir yanında kaç başarılarla birlikte taçlandıralım. Gelin, iş birliği alanlarımızı pekiştirerek NATO’nun pazar hissesini artıralım, ortak tehditlere karşı birlikte gayret edelim.” dedi.
Haber7
