Van’da yaşayan 41 yaşındaki Kamil Demir, 2014’te kalp yetmezliği tanısı almasından, nakil olup sıhhatine kavuşana kadar geçen müddette yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
Hastalığının başladığı yıllarda bitkin durumda olduğunu, yürüyemediğini, yiyip içerken zorlandığını söyleyen Demir, “Bazı geceler, 10 dakika bile uyuyamıyordum. Zira sırtüstü yatamıyordum, oturarak uyumaya çalışıyordum. Hareket ederken çok zorlandığım için olağan hayatıma bile devam edemez duruma gelmiştim.” dedi.
Demir, inşaat emekçisi olduğunu lakin kalp yetmezliği nedeniyle işini bırakmak zorunda kaldığını belirterek, “Sağlığım vakit geçtikçe daha berbat oldu. Nefes darlığım artmaya başladı, sık sık nefesim kesiliyordu. Daha sonra tedavi için Ankara’ya geldim.” diye konuştu.
“Yapay kalp kâfi gelmediği için ağır bakıma yattım”
Yüksek İhtisas Hastanesinde 2018’de kendisine yapay kalp takıldığını söyleyen Demir, şöyle devam etti:
“Yapay kalp takılmasından bir müddet sonra nefes darlığım tekrar başladı. Yapay kalp kâfi gelmediği için beni ağır bakıma yatırdılar ve kalp dayanak aygıtına bağladılar. Yaklaşık 8 ay ağır bakımda takviye aygıtına bağlı kaldım. Bu süreçte hiç kıpırdayamıyordum, yürüyemiyordum, yatağa bağlanmıştım.”
“Kalp nakli olabileceğimi öğrendiğimde sevinçten ağladım”
Demir, ağır bakımda çok güç vakitler geçirdiğini ve vakit zaman ümitsizliğe kapıldığını lisana getirerek, “Bir akşam uygun kalbin bulunduğunu ve nakil olabileceğimi söylediler. Kalp nakli olabileceğimi öğrendiğimde sevinçten ağladım. O an hayatımın en memnun anıydı. Daha nakil olmadan kendimi dünyaya tekrar gelmiş üzere hissettim.” dedi.
Ankara Kent Hastanesindeki kalp nakli operasyonunun akabinde yaşadığı zahmetlerin geride kaldığını anlatan Demir, “Kalp nakli olduktan sonra tekrar yürümeye, rahat yemek yemeye başladım. Olağan hayatıma geri döndüm. Artık arkadaşlarımla dolaşıp gezebiliyorum.” tabirlerini kullandı.
“Kalp nakli olmadan olağan yaşantıma dönme ihtimalim yoktu”
Demir, organ bağışının ehemmiyetine işaret ederek, “Kalp nakli olmasaydım olağan yaşantıma dönme ihtimalim yoktu. Sıhhatime kavuştuğumu gören yakınlarıma organ bağışının kıymetini anlatıyorum. Kalp nakliyle sıhhatine kavuşmuş biri olarak etrafımdaki bireyleri organ bağışı yapmaları için ikna etmeye çalışıyorum. Etrafımdakilere organlarını bağışlayarak birçok kişinin hayatını kurtarabileceklerini anlatıyorum.” biçiminde konuştu.
Kamil Demir, kalp naklini gerçekleştiren Prof. Dr. Ümit Kervan ve grubuna teşekkür etti.
“Bu durumdayken bu kadar uzun mühlet ağır bakımda kalan az sayıda hasta var”
Ankara Kent Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Ümit Kervan da Demir’in hastanelerine başvurduğunda ileri derecede kalp yetmezliği bulunduğunu aktardı.
Demir’in kalbinin sol tarafına yapay kalp aygıtı takılmasından birkaç ay sonra sağ tarafının da bozulduğunu anlatan Kervan, şöyle konuştu:
“Kalp nakli olmadan evvel hastanın durumu kritikti. Hasta, bu süreçte hem yapay kalple hem de kalp dayanak aygıtına bağlı biçimde yaklaşık 8 ay ağır bakımda kaldı. Bu süreçte hastanın tedavisi büyük bir titizlikle muntazam formda yapıldı. Bu kadar uzun müddet hastayı yaşatabilmek büyük deneyim gerektiriyor. Literatürde, bu durumdayken bu kadar uzun müddet ağır bakımda kalan az sayıda hasta var.”
“Türkiye’de yaklaşık 30 bin kişi organ nakli bekliyor”
Kervan, kalp nakli olmasaydı hastanın hayatını kaybedebileceğine dikkati çekerek, “Dünya genelinde yılda 150 bin civarında organ nakli yapılıyor. Bunların 7-8 binini kalp nakilleri oluşturuyor. Türkiye’de yaklaşık 30 bin kişi organ nakli bekliyor. Geçen yıl 3 bin civarında organ nakli gerçekleştirebildik. Fakat 10 bireyden birine şifa dağıtabildik. Bu sayılar çok düşük. Bu süreçte maalesef birçok genç hastamızı kaybettik.” bilgisini paylaştı.
Kovid-19 salgını periyodunda organ bağışlarının daha da azaldığını belirten Kervan, “Kişi organlarını bağışlamış olsa bile Kovid-19 enfeksiyonu organların kullanımını engelliyor. Vatandaşlarımızın organ bağışı konusunda bilinçlenmesi, organlarını bağışlayanların sayısının artması gerekiyor. Organlarını bağışlamak isteyenler için her hastanede organ nakli koordinatörleri bulunuyor. Bağışta bulunmak isteyenler buralara başvurarak organ bağış kartlarını alabilirler.” dedi.
Türk tabiplerin, alanlarındaki yetkinliklerine işaret eden Prof. Dr. Ümit Kervan, “Sadece kalp yetmezliğiyle ilgilenen tabipler ve sıhhat çalışanlarının bulunduğu, fiziki imkanların böylesine iyi olduğu Ankara Kent Hastanesindeki bu merkezin bir gibisi, Avrupa’da bile yok.” tabirini kullandı.
Haber7
