CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, HDP hakkındaki kapatma davasına ait “Demokrasilerde parti kapatmak hakikat değildir, seçimle gelen seçimle sarfiyat.” dedi.
Kılıçdaroğlu, CHP TBMM Küme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, CHP’li milletvekillerinin ziyaretinin akabinde Şanlıurfa’daki çiftçilere elektrik ve su verilmeye başlandığını söyledi.
Çiftçinin gübre, fide, tohum ve ilacı dolarla alıp eserini Türk lirasıyla sattığı için şikayet ettiğini aktaran Kılıçdaroğlu, eserine alıcı bulamayıp ziyan ettiğini belirten Şanlıurfalı çiftçinin ve bu vilayetteki vatandaşların bu vakte kadar şartsız formda oy verdikleri AK Parti tarafından sahipsiz bırakıldığını savundu.
Kılıçdaroğlu, kentte uzman tabip eksiği olduğunu, 5 defa temeli atılan kent hastanesinin hala tamamlanmadığını ve kentteki 530 bin öğrenciden 450 bininin EBA’ya erişemediğini tabir ederek, “Urfalı esnaf, ‘Paran yoksa karın, çocuğun, komşun yüzüne bakmaz. Lakin en acısı hem paran yok hem Urfalıysan devlet yüzüne bakmaz, insan yerine koymaz seni.’ diyor. Devlet değil, sarayda oturanlar senin yüzüne bakmaz. Devlet, millet olarak herkesin yanında olacağız. CHP olarak da herkesin yanında olacağız.” diye konuştu.
Devlet yönetilmediği için akşam yatarken sabah ne olacağının ve hangi kabusa uyanılacağının bilinmediğini öne süren Kılıçdaroğlu, devletin bilgiyle, faziletle, deneyimle, ahlakla, istişareyle ve adaletle yönetilebileceğine işaret etti. Devletin kinle, intikamla, öfkeyle, birilerinin talimatıyla ve israfla yönetilemeyeceğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Öyle noktalara taşıdı ki kini ve öfkeyi, gazetede okuduğumda içim cız etti. Süleyman Demirel. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık yapmış. ‘Barajlar Kralı’ olarak milletin gönlünde yer almış bir kişinin, Konya Selçuk Üniversitesinde ismini taşıdığı kültür merkezinden ismini siliyorsun? Bu, devletin, bizim ecdadımızın hangi geleneğine, töresine sığar? Nasıl oluyor bu kin ve öfke saraydan ta üniversitelere kadar yansıyor? Ahlak, vefa denen bir şey yok mu? Vefayı, ahlakı, adaleti unutturmaya çalışıyorlar fakat biz unutmayacağız. Kimsenin unutmasını da istemem”
“Bu haksızlığı nasıl sineye çekiyorsunuz?”
CHP Genel Lideri Kılıçdaroğlu, Yargıtayın talimatla toplanarak, attığı bir tweet nedeniyle bir milletvekilinin dokunulmazlığını kaldırdığını ve yıldırım süratiyle milletvekilliğinin düşürüldüğünü söyledi.
“Hangi adalet bu?” diye soran Kılıçdaroğlu, “Yukardakiler, saraydakiler Müslümanlığı kimseye bırakmıyorlar, onların dışında bu memlekette hiç Müslüman yok. Pekala, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytansa, bu haksızlığı nasıl sineye çekiyorsunuz? Bu haksızlığı öfkeyle nasıl besliyorsunuz? Bunu anlamak mümkün değil?” dedi.
HDP’nin kapatılmasına ait davaya da değinen Kılıçdaroğlu, bu mevzuda Cumhuriyet Başsavcılığına yıldırım süratiyle talimat verildiğini sav etti. Kılıçdaroğlu, “Demokrasilerde parti kapatmak gerçek değildir, seçimle gelen seçimle masraf. Bir parti milletten takviye almazsa aslında tarihin çöp sepetine masraf. Hem ‘demokrasi’ hem ‘milli irade’ diyeceksiniz, sonra kalkacaksınız adalete alışılmamış pek çok uygulamanın altına imza atacaksınız. Bunlar yanlışsız değil.” tabirlerini kullandı.
– “Bir sabah 42 milyon bayanın hakkını ellerinden alıyor”
Karşılıksız çek mağdurlarının salonda bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, esnafın, devletten alacağını alamadığı için çekini ödeyemediğini ve mahpus cezasıyla karşı karşıya kaldığını söyledi. Kılıçdaroğlu, “Çek mağduru bütün kardeşlerime söylüyorum, kaygıya kapılmayın. Hapishaneler esasen tıka basa dolu, hapishanelerde size yer yok. Bu da hayatın bir diğer gerçeği. Lakin sizin hakkınızı sonuna kadar savunacağız.” diye konuştu.
İstanbul Mukavelesi’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yürürlükten kaldırıldığını anımsatan Kılıçdaroğlu, “Kimsin sen? Adaletsizliğin ağababasıysan eyvallah, biz onu zati biliyoruz. Kinle, öfkeyle devleti yönetiyorsan onu da biliyoruz. Siyaseti cep doldurma aracı olarak gördüğünü de çok iyi biliyoruz. Yandaşlarına milyar dolarları kazandırdığını da biliyoruz. İşi olanı işinden ettiğini de biliyoruz. Fakat 42 milyon bayana ihanet edeni de pek iyi artık öğreniyoruz ve biliyoruz.” kelamlarını sarf etti.
Kemal Kılıçdaroğlu, egemenliğin kayıtsız koşulsuz milletin olduğunun bütün anayasalarda yer aldığına işaret ederek, bir kişinin, egemenlik hakkını tek başına kullanamayacağını belirtti. Egemenlik hakkını yasama, yargı ve yürütmenin kullanabileceğini lisana getiren Kılıçdaroğlu, “Yasama ve yargının üzerindeki vesayet dolasıyla bir kişi egemenlik hakkını kullanıyor ve kalkıyor bir sabah 42 milyon bayanın hakkını ellerinden alıyor.” dedi.
CHP önderi Kılıçdaroğlu, Cumhuriyeti kuranların bayana, gelişmiş birçok ülkeden evvel değerli haklar tanıdığının altını çizerek, şöyle devam etti:
“1934’te bayanlara seçme seçilme hakkı verildi. Fransa’da 10 yıl, Japonya’da 11 yıl sonra, İtalya, Arjantin ve Meksika’da 12 yıl sonra, Çin’de 13 yıl sonra, Yunanistan’da 18 yıl sonra, Belçika’da 26 yıl sonra, İsviçre’de 37 yıl sonra. ‘Mustafa Kemal üzere bir insan 100 yılda bir çıkar ve bize nasip oldu.’ neden diyoruz? Bunu bütün dünya söylüyor. Geleceği görüyor. Bayanın bu toplumun ayrılmaz bir kesimi olduğunu ve ikinci sınıf bir yurttaş olmadığını, cinsiyet eşitliğinin olması gerektiğini, onun da erkek üzere seçimlere girme ve devleti yönetme hakkı olduğunu kabul ediyor. Bu düzenlemeleri pek çok gelişmiş ülkeden evvel yapıyor. Bayanların lehine olan bütün memleketler arası mukaveleleri Türkiye Cumhuriyeti Devleti kabul ediyor.”
“Aslında Cumhur değil, ‘koltuk ittifakı’ var”
Devletin önyargı, kin ve öfkeyle yönetilmeyeceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Devlet, ‘Bu koltukta kalayım, ne olursa olsun.’ anlayışıyla da yönetilmez. Koltuğa tapılan, koltuk için toplumun feda edildiği bir ülkede, ne gelişmeyi ne demokrasiyi ne de kadın-erkek eşitliğini bulabilirsiniz.” dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, kısa ismi İstanbul Kontratı olan “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile içi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Uğraşa Dair Avrupa Kurulu Sözleşmesi”ni yürürlükten kaldırdığını hatırlatarak, “Bir sabah kalktık, Gazi Meclisten oy birliğiyle çıkan, kendisinin de imzaladığı, yürürlüğe koyduğu bir mukaveleyi ‘Feshettim.’ diyor. Kime danıştın, sordun? Hangi bayanlara sordun? Bu ülkenin bayanlarına ‘Ne düşünüyor?’ diye sordun mu? Bu bayanların nasıl şiddete uğradığını biliyor musun?” sorularını yöneltti.
Vatandaşın kontratın içeriğini tam bilmediğini ve baştan aşağı okumadığını söz eden Kılıçdaroğlu, AK Parti’ye ve MHP’ye oy veren bayanlara seslenerek, “Diyorlar ya ‘Cumhur İttifakı.’ Aslında Cumhur değil, ‘koltuk ittifakı’ var orada. Orada unsurlar yok, koltuğu müdafaaya yönelik olarak bütün uğraş onun üzerine. ‘Memleket tufan olabilir, kâfi ki ben koltukta kalayım.'” formunda konuştu.
İstanbul Mukavelesi’nin gayesine ait unsurları sırasıyla okuyan Kılıçdaroğlu, her bir maddeyi okuduktan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Sen bu hususun, bunun neresine karşısın?” sorusunu yöneltti. Kılıçdaroğlu, “Hangi münasebetle sen bunu feshettin? Bir hakkı, bayanların elinden almak zorbalıktır. Bu devlette zorbalığa asla müsaade vermeyeceğiz. Bütün bayan kardeşlerime sesleniyorum, mağdur olan sizsiniz, haklarınız elinizden alınmak isteniyor.” dedi.
(Sürecek)
Kaynak: Anadolu Ajansı / Seval Ocak Adıyaman
Haberler.com
