Yüksek doz iyonlaştırıcı radyasyon, vücuda değdiğinde DNA hasarı yaparak kansere yol açabiliyor. Gamma, X ışınları ve mor ötesi yani ultraviyole ışınlar bu özelliktedir, yani tehlikeli radyasyon içermektedirler. Bu özellik, radyoterapi ve radyolojide kullanılan birtakım cihazlarda var. Cep telefonu, mikrodalga radyo televizyon ise iyonize olmayan güç taşıyorlar. Bu tıp cihazların kanser oluşturduğuna dair elimizde kanıt yok. Mikro dalga ve cep telefonlarının değdikleri dokuda, ısıyı arttırdığı biliniyor lakin zararlı olduğuna dair bulgu yoktur.
Şimdi zararlı olduklarına dair bir bulgu yok
10 yıl öncesine kadar kimi araştırmalarda cep telefonunun mahsusen dimağ tümörleri ve akustik nörinom ismi verilen beyindeki bir tümör cinsini tetiklediği ileri sürülmüştür. Lakin son yıllarda yapılan tüm araştırmalarda, cep telefonları ile kanser arasında ilişki bulunamamıştır. ABD Ulusal Toksikoloji Programı tarafından yapılan hayvan deneylerinde, yüksek aşamada cep telefonu dalgalarına maruz bırakılan farelerin kanser riskinin artmadığı açıklandı. Amerikan Azık ve İlaç Yönetimi (FDA), 2008 ila 2019 yılları arasında hayvanlar ve kişiler üzerinde gerçekleştirdiği yekun 150 deney sonucunda, cep telefonunun kansere neden olduğuna dair kanıt bulamadığını açıkladı. Danimarka’da yürütülen bir çalışmada, 358.000’den fazla cep telefonu abonesinden gelen fatura haberlerini Danimarka Kanser Kayıt Kuruluşu, dimağ tümör görülme sayısı ile karşılaştırıldı. Sonuçta 13 yahut daha fazla yıldır cep telefonu abonesi olan şahıslarda bile, cep telefonu tasarrufu ile dimağ tümörleri glioma, menenjiyom yahut akustik nöroma insidansı arasında bir ilgi gözlenmedi. İngiltere’de 800 bin bayan üzerinde yapılan araştırmada, cep telefonu tasarrufunun dimağ tümörleri ve vesair kanser tipleri arasında irtibat saptanamadı.
Araştırmalar manipüle edilmiş olabilir mi?
Elbette bu kadar büyük paraların kelam konusu olduğu bir meydanda, akla birinci gelen araştırmaların manipüle edilebileceği tasavvurudur. Lakin bu çalışmaların kalabalık sayıda bilim adamı tarafından yapıldığı düşünülürse, bunun çok mümkün olamayacağı varsayım edilebilir. Evet nitekim de tüm bu haberler ışığında cep telefonu ve mikrodalga fırınlar temiz olarak kıymetlendirilebilir. Lakin benim teklifim, yeniden de dikkatli olmak gerektiği cihetinde.
Neden mi dikkat etmeliyiz?
Unutmamalıdır ki; 1900 yıllarının başından itibaren giderek artan sigara tüketimine karşın, sigaranın kanser yaptığı 1940’lı yıllarda birinci sefer kabul edildi. O tarihe kadar, sigara konusunda bilim adamları önemli ikazlar yapmadılar. Birçok tarım ilacı, bilhassa uzun yıllar kullanıldıktan sonra kanserojen ilan edildi. DDT (Böcek öldürücü zehirli bir madde) uzun yıllar inançlı ilan edilince, birçok kişi DDT’li eserler yedikten sonra o da yasaklandı.
Çocuklarda tasarrufunu sonlandırın, telefonda konuşmak alanınaysa mesajlaşın!
Ferdî olarak, cep telefonlarının 30-40 yıl sonraki tesirlerini şu anda bilmiyoruz. Bilhassa baş kemikleri ince olan gelişme çağındaki çocuklarda, uzun yıllar sonra cep telefonu tasarrufunun nelere yol açacağını bilmek mümkün değil. Bu nedenlerle şahsî teklifim; bilhassa çocuklarda konuşma müddetini kısıtlamak, cihazı vücudunuzdan mümkün olduğunca uzak tutmak yani hoparlörle görüşmek ve telefonu kulağınızdan en az 30-40 cm uzakta tutmanızdır. Iletileşmek ya da internet aracılığıyla görüşmek, daha az elektromanyetik dalgaya maruz bırakır.
Kulaklık kullanmayı tercih edin
Cep telefonunun “iyi çektiği” bölgelerde kullanılması ve görüşmelerin mümkün olduğunca kısa tutulması gereklidir. Yolculuk esnasında cihazın farklı baz istasyonlarına bağlanma esnasında daha çok radyasyon yaydığı göz önüne alınarak telefon baş kısmında uzak olmalıdır. (hoparlör ya da kulaklık kullanılmalıdır) Günlük konuşmalarda da mümkün olduğunca, kulaklık ile konuşmayı tercih etmekte yarar vardır.
Geceleri cep telefonunuzu odanızın dışarısında tutun ya da kapatın
SAR kıymeti düşük telefonları tercih etmeye çalışın. Gece cep telefonunuzu mümkünse yatak odanızın dışında tutun ya da kapatın. Cep telefonunun zararlı olduğu kesin olan tek mahal otomobil içi tasarruftur. Sürüş esnasında dikkat dağılmasına yol açan cep telefonları kaza nispetini önemli halde arttırmaktadır. Son araştırmalarda cep telefonu tasarrufu, trafik kazalarının yüzde 60’ından sorumludur.
Özetle; ileriki yıllarda ”ah keşke” dememek için kendinizde ve münhasıran çocuklarınızda cep telefonunu az ve dikkatli kullanın.
Kaynak: Bültenler
Haberler.com
