Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizi bir kere daha TAMAM diye sloganlaştırdığımız paklık, maske, aralık kuralına uymaya davet ediyorum. Vazgeçin bu periyotta şu düğünlerden, yemekli merasimlerden, buralardan aldığımız olumsuz haberler bizleri üzüyor. Nikah merasimleriyle bu işleri bitirmek suretiyle bu devri gelin atlatalım ve bilhassa şu sigara hadisesine da gelin bu devirde orta verin, içmeyin, kendinize acıyın” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen Türkiye Sigorta Tanıtım Merasiminde konuştu. Dünya ile eşgüdüm içinde atılan olağanlaşma adımlarıyla ekonomiyi yine rayına oturttuklarını vurgulayan Erdoğan, “Ağustos ayına ait göstergeler yakalanan ivmenin sürdüğüne işaret ediyor. Gerçek Kesim Inanç Endeksi yılın ikinci çeyreğindeki 75,2 düzeyinden Ağustos ayında 105,2 düzeyine yükseldi. Ekonomik Itimat Endeksi yılın ikinci çeyreğindeki 62,2 düzeyinden Ağustos ayında 85,9 düzeyine çıktı. Satın Alma Yöneticileri Endeksi yılın ikinci çeyreğindeki 42,7 düzeyinden Ağustos ayında 54,3 düzeyine ulaştı. Son 3 aydır 50 eşik pahasının üzerinde seyreden bu endeks Temmuz ayında 2011 yılının Şubat ayından bu yana en yüksek düzeyini yakaladı. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı yılın ikinci çeyreğindeki 63,5 düzeyinden Ağustos ayında 73 düzeyine yükseldi. Mayıs ayı ile birlikte yükselişe geçen mevsim tesirlerinden arındırılmış sektörel itimat endeksleri de Ağustos ayında artmaya devam etmiştir. Ağustos ayında yılın ikinci çeyreğine nazaran alt kalemlerden hizmet dalı itimat endeksi yüzde 38,4, perakende ticaret bölümü inanç endeksi yüzde 18,3, inşaat dalı inanç endeksi yüzde 40,7 artış kaydetti. Son periyotta sağladığımız finansmana erişim kolaylıkları ve uygun kredi imkanları sayesinde otomotiv ve konut satışlarında rekor kırdık. Araba üretiminde Temmuz ayında yılın ikinci çeyreğine nazaran yüzde 83,3 üzere çok büyük bir sıçrama yaşadık. Otomotiv satışları ise Temmuz-Ağustos periyodunda yılın ikinci çeyreğine nazaran yüzde 64,2 oranında yükseldi. Olağanlaşma ile birlikte ihracatımızdaki toparlanmanın sürdüğünü görüyoruz. Haziran-Ağustos devrinde ihracatımız Mart-Mayıs periyoduna kıyasla yüzde 26,9 oranında artışla 40,9 milyar dolar düzeyine ulaşmış, böylelikle geçen yılın tıpkı ayının dahi üzerine çıkmıştır. Altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı ise Ağustos ayında yüzde 82,9 oranında gerçekleşmiştir. Firmalarımızın aldığı yeni siparişlerde istihdamda ve ihracat siparişlerinde gözle görünür iyileşmeler yaşanıyor. Yeni siparişlerin son 2.5 yılın en yüksek pahasına ulaştığını müşahede ediyoruz. Ülkemize gelen turist sayısının birinci 8 ayda 10 milyon hududuna ulaşması bir öbür değerli gelişmedir. Kredi büyümesinde görülen hızlanmaya karşılık bankacılık bölümümüzün güçlü sermaye yapısı, etkin kaliteli ve karlılık oranları ile epey sağlıklı bir görünüme sahip olduğunun altını bilhassa çizmek istiyorum. 2020 yılı Temmuz ayı itibariyle kesimin yıllıklandırılmış özkaynak karlılığı ve etkin karlılığı sırasıyla yüzde 11,8 ve yüzde 1,6 olarak gerçekleşmiştir. Tıpkı periyotta sermaye yeterlilik oranı yüzde 19,2 ile yüzde 8 olan yasal taban düzeyin hayli üzerindedir” tabirlerini kullandı.
Tarih boyunca Türkiye’nin bileğini diplomaside, savunmada, askeri alanda bükemeyenlerin, silah olarak her vakit iktisada sarıldığını söyleyen Erdoğan, “Milletin işine, aşına, boğazındaki lokmasına kastederek Türkiye’yi taviz vermeye ve argümanlarından vazgeçirmeye çalışmışlardır. Türk iktisadının gereğince güçlü olmadığı periyotlarda maalesef sonuçta almışlardır. Bu atakların en kıymetli araçları her vakit kur-faiz-enflasyon olmuştur. Ülkemiz gecelik faizlerin yüzde 7 bin 500’lere çıktığı günleri yaşamıştır. Vergi gelirlerinin faiz ödemelerini dahi karşılayamadığı devirleri gördük. Memur maaşlarını ödeyememe tehlikesiyle karşılaştığımız vakitler oldu. IMF kapılarında birkaç milyar dolar için avuç açtığımız günleri hatırlıyoruz. Iktisat bürokrasisinin büsbütün dışlandığı, ülkenin maliye ve hazinesinin IMF komiserlerine teslim edildiği utanç sahnelerine şahit olduk. Kur-faiz-enflasyon sarmalına alınan ekonomimiz neredeyse her 10 yılda bir tekrarlanan krizlerle yıllarca patinaj yapmıştır. Türkiye’nin kalkınma yarışına bir arada başladığı ülkeler ara alırken ülkemiz gerçek potansiyelini bir türlü kullanamamıştır. 2002’den itibaren hayata geçirdiğimiz ıslahatlarla bu fasit daireye son vererek iktisatta kaynak ve vakit israfının da önüne geçtik. IMF’ye olan 23,5 milyar dolarlık borcumuzu ödeyerek ülkemize ekonomik bağımsızlığını tekrar biz kazandırdık. Özellikle 15 Temmuz darbe teşebbüsünün akabinde iktisatta yeni bir periyoda girdik. Bugün birebir anda farklı cephelerde ülkemizin hak ve hukukunu korkusuzca savunabiliyorsak bunun gerisinde son 18 yılda kazanılan özgüven vardır. Ne dediler, kur-faiz-enflasyon, ne duruyorsunuz gidin IMF’ye, IMF’den borç alın dediler. Biz ne dedik, o sizin meziyetinizdir, sizin şanınızdır. Biz asla IMF kapısını çalan bir iktidar olmayacağız dedik ve olmadık. Ancak IMF bizim kapımızı çaldı, Başbakan olduğum devirde bizden 5 milyar Avro borç istediler. O vakit Başbakan olarak dedim ki, verin, bugün bizden borç alan yarın da talimat alır. Sonra vazgeçtiler. Zira bunlar çılgın Türklerdir, yapar mı yapar dediler ve vazgeçtiler” açıklamasında bulundu.
Milletin rızkını, Türkiye’nin kaynaklarını krizden ve kaostan beslenen çevrelere yedirmemekte kararlı olduklarının altını çizen Erdoğan, konuşmasını şöyle sonlandırdı:
“Türkiye’yi kur-faiz-enflasyon üzerinden sıkıştırma uğraşlarını boşa çıkarmayı sürdüreceğiz. IMF ile kapalı kapılar gerisinde pazarlığa tutuşanların bir daha Türkiye’yi eski günlerine döndürmesine asla müsaade vermeyeceğiz. Bu süreçte kritik bir virajdan geçiyoruz. Türkiye’nin gayelerine ulaşması, birlik ve beraberliğine sıkı sıkıya sarılmasının yanında korona virüs salgını ile gayretini muvaffakiyetle sonuçlandırmasına bağlıdır. Dünyada istikrarları alt üst eden bu salgın bizim üzere üretim kapasitesi yüksek ülkelerin önünde yepisyeni fırsat pencereleri de açmıştır. Coğrafik pozisyonu, güçlü altyapısı, şoklara karşı kazandığı dirençle Türkiye bu fırsatları kıymetlendirme noktasında en avantajlı ülkelerden birisidir. Ülkemizi inşallah bu salgın sürecinden öbür alanlarla birlikte iktisatta de güçlenerek çıkacaktır. Bunun için milletimizin tüm fertlerinin tam bir seferberlik içinde önlemlere sarılması gerekiyor. İşte Türkiye sigorta bunun tıpkı vakitte garantisi olacaktır. Ne karamsarlığa kapılacağız ne rehavete gireceğiz, ne kendimizi büsbütün hayattan soyutlayacağız ne de hiçbir şey olmamış üzere davranma gafletinde bulunacağız. Milletimizi bir kere daha TAMAM diye sloganlaştırdığımız paklık, maske, uzaklık kuralına uymaya davet ediyorum. Vazgeçin bu periyotta şu düğünlerden, yemekli merasimlerden, buralardan aldığımız olumsuz haberler bizleri üzüyor. Nikah merasimleriyle bu işleri bitirmek suretiyle bu devri gelin atlatalım ve bilhassa şu sigara hadisesine da gelin bu devirde orta verin, içmeyin, kendinize acıyın. Biz sizi seviyoruz ve onun için de acıyoruz.” – ANKARA
Kaynak: İHA
Haberler.com
