Taarruzların sonlu bir alanda gerçekleşmesine, her iki tarafta can kaybına ve büyük maddi kayba neden olmamasına karşın çatışmanın bir savaşa dönüşmesinden tasa duyuluyor.
Lübnanlı strateji uzmanı emekli Tuğgeneral Hişam Cabir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, olayların iki ülke ortasındaki angajman kurallarının ötesine geçtiğini belirterek huduttaki gelişmelerin topyekün bir savaşın başlangıcı olabileceği ihtarında bulundu.
İki ülke ortasındaki askeri hareketliliği pahalandıran siyasi analist Münir Rabia ise meydana gelen olayların İran’ın nükleer muahedesine ait görüşmeleri çerçevesinde okunması gerektiğini belirtti.
Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın lisana getirdiği “birleşik cepheler” sözlerini hatırlatan Rabia, akınlarla İran’a yapılacak bir atak durumunda tüm cephelerden İsrail ve ABD’ye karşılık verileceği iletisinin iletildiğini savundu.
NE OLMUŞTU?
Lübnan Hizbullahı, İsrail ordusunun evvelki gün Lübnan’a gerçekleştirdiği akınlara karşılık İsrail’e füze saldırısı düzenlediğini açıklamıştı.
İsrail ordusu da ülkeye atılan 10 rokete karşılık Lübnan’daki kimi maksatları top ateşiyle vurmaya başladığını bildirmişti.
İki ülkenin hudut çizgisinde konuşlu BM Lübnan Süreksiz Misyon Gücü ise “Durum çok tehlikeli. Tüm tarafları ateşkese teşvik ediyoruz.” açıklaması yapmıştı.
Lübnan’dan İsrail tarafına 4 Ağustos’ta da 3 roket atılmış, İsrail ordusu buna karşılık topçu atışları ve hava bombardımanıyla Lübnan’daki kimi bölgeleri vurmuştu.
Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn da ülkesinin güneyinde 2006 yılından bu yana bir birinci olan İsrail’in bu hava ataklarının bölgedeki tansiyonu yükseltme maksadı taşıdığını belirtmişti.
Haber7
