İçişleri Bakan Yardımcısı ve Bakanlık Sözcüsü İsmail Çataklı, Sakarya’da tarım çalışanlarına taarruz imgelerine ait mevzunun tasvip etmedikleri münferit bir asayiş hadisesi olduğunu belirterek, “İlgililer, kendilerinin bir şikayetlerinin olmadığını, bundan sonra da şikayette bulunmayı düşünmediklerini tabir ettiler. Buna karşın vakanın tüm ayrıntılarının ortaya çıkarılması ve sürecin işleyebilmesi için resen hususla ilgili bir soruşturma başlatıldı.” dedi.
Çataklı, Bakanlıkta düzenlediği Aylık Basın Bilgilendirme Toplantısı’nda ağustos ayında yürütülen çalışmalara ait bilgi verdi.
Aile içi ve bayana yönelik şiddet hadiselerinin İçişleri Bakanlığınca hassasiyetle takip edildiğini lisana getiren Çataklı, Batman’da İ.E’nin cinsel istismar hadisesinin akabinde intihara kalkışması ve bir mühlet sonra hayatını kaybetmesine değindi.
Hususun idari ve isimli boyutunun olduğunu tabir eden Çataklı, “Kolluk kuvvetlerimizin disiplinini ve çalışma prensiplerini olumsuz etkileyecek hadiselere bugüne kadar asla taviz vermedik, bundan sonra da taviz vermeyeceğiz.” diye konuştu.
Bahis şimdi kamuoyuna yansımadan evvel ilgili kişi hakkında idari soruşturma açıldığını, bu kişinin açığa alındığını, hukuksal sürecin sonunda da Jandarma Genel Komutanlığından ihraç edildiğini kaydeden Çataklı, “Burada hiçbir gecikme, duraksama kelam konusu değildir. Bakanlığımızca hususla ilgili yapılan açıklamalar, atılan adımlar net, ortada olmasına karşın bulanık suda balık avlamak, bir dramı, büyük bir acıyı siyasallaştırmak isteyenler ve bir milletvekilinin ahlaksızlığına ses çıkarmayanların ne yazık ki bu hadise üzerinden rövanşist bir tavır içinde olduklarını da görüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Çataklı, isimli merciler eliyle hadisenin yargı sürecinin devam ettiğini bildirdi.
Aile içi ve bayana yönelik şiddet sonucu hayatını kaybeden bayanların sayısının bu yılın ağustos ayında geçen yılın tıpkı ayına nazaran yüzde 33 azaldığını söz eden Çataklı, yılbaşından bugüne ömrünü yitiren bayanların sayısının 169 olduğunu, geçen yılın birebir periyodunda ise bu sayının 232 olarak gerçekleştiğini kaydetti. Çataklı, yüzde 27’lik azalış olduğunu söyledi.
Kolluk kuvvetleri vasıtasıyla kabahatin önlenmesi, hatalıların yakalanması, kabahatlerde caydırıcılığın artırılması ve vatandaşların huzurunun temini emeliyle asayiş siyasetlerinin kararlılıkla uygulanmaya devam edildiğine dikkati çeken Çataklı, bu kapsamda bekçilerin misyona başlamasının yanında yaya devriyelerin sayısının artırılması ve güçlendirilmesi, sokaklada polis ve jandarmanın görünürlüğünün artırılmasının ehemmiyet taşıdığını vurguladı.
Bakanlık koordinesinde Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı tarafından ülke genelinde eş vakitli itimat huzur uygulamalarının yapıldığını lisana getiren Çataklı, uygulamalar sonucunda okul etraflarında, günübirlik konutlarda ve parklarda şüphelilerin denetim edilerek aranan bireylerin yakalanması ve çalıntı araçların bulunmasının amaçlandığını söyledi.
Çataklı, 2019-2020 yıllarının 8 ayı değerlendirildiğinde mal varlığına karşı ağır olarak işlenen cürümlerde yüzde 11,2 azalış görüldüğünü, bu kabahatlerin aydınlatılma oranının yüzde 47,3’ten 48,9’a ulaştığını açıkladı.
“Ülkesine geri dönen Suriyeli sayısı 409 bin 777”
Sistemsiz göçle ilgili datalara de değinen Çataklı, “1838’i denizlerde olmak üzere toplam 10 bin 656 sistemsiz göçmen yakalanmıştır. 323 organizatör gözaltına alınmıştır ki bunlardan 53’ü de tutuklanmıştır. Bugün prestijiyle ülkesine geri dönen Suriyeli sayısı 409 bin 777 olarak gözükmektedir. Kayıt altında da 3 milyon 610 bin 22 Suriyeli bulunmaktadır.” bilgisini verdi.
İsmail Çataklı, ağustos ayındaki trafik kazalarına ait de şu bilgileri paylaştı:
“2020 yılı Ağustos ayında meydana gelen 254 ölümlü trafik kazasında 307 kişi hayatını kaybetmiş, 17 bin 87 yaralamalı trafik kazasında 27 bin 865 kişi yaralanmış, 31 yaya meydana gelen trafik kazalarında hayatını kaybetmiştir. 2020 yılının birinci 8 aylık periyoduyla geçen yılın birebir periyodunu değerlendirdiğimizde ölümlü trafik kazası 1359’dan yüzde 9 azalışla 1240’a, bu kazalarda vaka yerinde hayatını kaybeden sayısı 1639’dan yüzde 12 azalışla 1450’ye, yaralanmalı trafik kazası 113 bin 600’den yüzde 16 azalışla 95 bin 340’a, yaralı sayısı da 191 bin 473’ten yüzde 22 azalışla 150 bin 155’e, hadise yeri yaya can kaybı 225’ten yüzde 19 azalışla 183’e düşürülmüştür.”
Sakarya’daki asayiş hadisesi
Çataklı, daha sonra Sakarya’da yaşanan asayiş hadisesine ait bilgi verdi.
Toplumsal medyanın tartışmasız toplumsal gücünün bulunduğunu, insanların geniş kitlelere ulaşabildiği çok güçlü bir bağlantı aracı olduğunu belirten Çataklı, buna rağmen son vakitlerde bu gücün manipülasyon, birilerine ve bir şeylere karşı linç aracı olarak kullanıldığını söyledi.
“Sürekli palavra haberlerle yahut vakaları farklı yansıtarak toplumsal alanda arzuladıkları sonuca ulaşmak için amiyane tabirle bel altı vuran bir anlayışla uğraş etmek, ne yazık ki İçişleri Bakanlığı olarak mesaimizin kıymetli bir kısmını oluşturmaya başladı.” diyen Çataklı, bunun son örneğinin dün gece Sakarya’da yaşanan ve hiçbir biçimde tasvip etmedikleri bir asayiş hadisesi üzerinden gerçekleştiğini bildirdi.
Toplumsal medyada ve birtakım haber sitelerinde fındık toplamak üzere Mardin’den Sakarya’ya gelen tarım personellerine yönelik akın imajlarının paylaşıldığını anımsatan Çataklı, bahisle ilgili Sakarya Valiliğinin açıklama yaptığını hatırlattı.
Çataklı, kelam konusu vakayla ilgili ne emniyet ne jandarma ne de 112 ünitelerine rastgele bir müracaat yapılmadığı, yalnızca 22 Ağustos’ta bir vakanın yaşandığı lakin onun da bu imajlardaki vakayla irtibatının olmadığı, nerede ve ne biçimde, ne vakit çekildiği muhakkak olmayan imgelerdeki vakayla ilgili Emniyet Genel Müdürlüğüne durumun bildirildiği ve mevzunun takipçisi olunduğunun Sakarya Valiliğince açıklandığını kaydetti.
Hadiseyle ilgili emniyet ünitelerince gece ayrıntılı araştırma yapıldığını ve vakanın Sakarya Kocaali Ortaköy Mahallesi’nde yaşandığının tespit edildiğini lisana getiren Çataklı, şunları kaydetti:
“Mardin Mazıdağı’ndan gelen ve 20 gündür fındık toplama işi yapan 16 tarım emekçisinin geçimsiz bir patronun tavır ve davranışlarından ötürü rahatsız olduğunu görüyoruz. Bunun üzerine emekçiler ayrılmak istiyorlar ve bir tartışma başlıyor. Bu tartışma da sonrasında maalesef üzücü bir hadiseye, hengameye dönüşüyor. Sonrasında çalışanlar toparlanarak memleketlerine geri dönüyorlar. Kelam konusu arbedeyle ilgili de kolluk kuvvetlerine ne patron tarafından ne de çalışanlar tarafından rastgele bir şikayette bulunulmuyor. Toplumsal medyada yer alan imajların emniyet ünitelerimizce incelenmesi sonucunda hadisenin yeri tespit edildikten sonra gerek Valimiz, gerekse Jandarma Kumandanımız direkt mağdurlarla temasa geçti ve görüştüler. İlgililerle yapılan görüşmede, ilgililer kendilerinin bir şikayetlerinin olmadığını, şikayette bulunmadığını, bundan sonra da bulunmayı düşünmediklerini söz ettiler.
Buna karşın hadisenin tüm ayrıntılarının ortaya çıkarılması ve sürecin işleyebilmesi için resen hususla ilgili bir soruşturma başlatıldı.”
“Hiçbir halde tasvip etmediğimiz bir asayiş olayı”
Bahsin hiçbir halde onaylamadıkları, hiçbir biçimde tasvip etmedikleri bir asayiş vakası olduğunu vurgulayan Çataklı, “Ancak bu hususa hassasiyet göstermemizin sebebi, yaşanan hadisenin birileri tarafından, açık sözüyle terör örgütlerine müzahir başta Yeni Ömür olmak üzere kimi basın yayın organları tarafından toplumsal medyada bir etnik ayrımcılık halinde, daha açık bir tabirle bir Türk-Kürt arbedesi biçiminde sunulması ve oradan bir toplumsal ayrımcılık oluşturma çalışmalarıdır. Hatta o denli ki bu vakası manipüle ederken öteki bir tarihte yaşanan öbür bir hadisenin görselleri dahi kullanılmıştır.” diye konuştu.
Farklılıkların bu ülkenin gücü olduğunu, bununla birlikte buradan fitne çıkarma gayretlerine alışık olduklarını söz eden Çataklı lakin etnik köken, ayrımcılık üzerinden kurgulanmış fitnelerin bugüne kadar tutmadığını da söyledi.
Çataklı, bunların hiçbirisinin yapanların istek ettikleri toplumsal ayrışmayı sağlayamadığı halde vakit zaman tekrarlandığını tabir etti.
Yıllardır doğu vilayetlerinden Giresun, Samsun, Sakarya başta olmak üzere fındık toplamak üzere tarım emekçilerinin geldiğini belirten Çataklı, şunları kaydetti:
“Aralarında biliyorsunuz kimi hoş muhabbetler de gelişir, ortak evliliklerin olduğunu görürüz. Huzur iklimi içinde beşerler oralarda çalışır. Sonuç olarak söz etmek istediğim konu şu, münferit ve hiçbir halde tasvip etmediğimiz bir vaka üzerinden genelleme yapılarak ülkedeki huzur iklimini bozma gayretleri dün olduğu üzere bugün de akamete uğramıştır. Bundan sonra da bu gayretler hiçbir şeklide sonuç vermeyecektir, vermemesi için de elimizden gelen her şey yapılacaktır. Kardeşliğimizden rahatsız olanlar, nifak tohumu ekmeye çalışanlar, her vakit olduğu üzere bu hadise sonrasında da elleri boş döneceklerdir. Hem milletimizin feraseti hem de devletimiz nifak tohumlarına ve bunları ekmek isteyenlere müsaade vermeyecektir.
Başta belirttiğimiz üzere toplumsal medyaya teslim olmayacağız, toplumsal medya üzerinden yapılan provokasyonlara müsaade vermeyeceğiz. Bugüne kadar nasıl bunlarla uğraş ettiysek bundan sonra da kararlılıkla bu hususta çabamıza devam edeceğiz.”
“Başta Ankara’daki imajlar olmak üzere süreç başlatılacak”
Koronavirüs önlemlerinin ihmal edildiği asker uğurlama merasimlerine ait manzaraların medyada yer almaya devam ettiğine yönelik soru üzerine Çataklı, asker uğurlama merasimlerinin yasaklanmasına ait bütün ünitelere gerekli talimatların verildiğini, mevzunun kamuoyuna da deklare edildiğini söyledi.
Çataklı, temel maksatlarının bu merasimlerin tümüyle kalkması ve hiçbir açık bırakılmaması olduğunu belirterek, “Basına yansıyan hadiselerde olduğu üzere kimi manzaralar gördük. Imgelerin olduğu yerlerle ilgili başta Ankara’daki hadise olmak üzere gerekli süreçler derhal başlatıldı. Hem manzaraların ortaya çıkmasına sebep olan ortam hem de görevlilerle ilgili süreçler takip edilecek. Biz olabildiğince gerekli bütün önlemleri alacağız. Başka insanların da hak ve hukuku dahil olmak üzere bunun insan sıhhati ile ilgili bir istikameti var. Vatandaşlarımızdan ayrıyeten hassasiyet beklediğimizi de bu vesileyle söz etmek istiyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
“Sokağa çıkma yasağı şu an kelam konusu değil”
“Ankara’da koronavirüs olay sayılarının artmasıyla sokağa çıkma kısıtlaması düşünülüyor mu?” sorusu üzerine de Çataklı, Sıhhat Bakanlığı Bilim Konseyinin bir kıymetlendirme yaptığını, tavsiyede bulunduğunu, bunları İçişleri Bakanlığına ilettiğini, önlemlerin de o çerçevede alındığını anlattı.
Canlı, dinamik bir sürecin yürütüldüğüne, makul önlemlerin de alındığına işaret eden Çataklı, “Sokağa çıkma ve gibisi ile ilgili şu anda elimizde alınmış bir karar yok, şu anda elimizde bir kıymetlendirme de yok. İlerleyen bir süreç, inşallah bu kademeye gelmeyiz. Bilim Heyeti üzerinden yapılan değerlendirmelerle ilgili önlemler fakat geliştirilebilir. Şu anda bu türlü bir durum kelam konusu değil.” dedi.
Sokak düğünlerinin yasaklanması kararına da değinen Çataklı, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Bizim genel olarak aldığımız önlemler vardı. Valiliklerin aldığı önlemler var. Hepimizin el birliğiyle üstesinden geleceğimiz bir süreç, oraya insanları davet ederken oraya gelenler dahil, kendilerinin bir risk altında olduklarını, diğerlerini, eşimizi, dostumuzu, en çok insanları da risk altına attığımız gerçeğini de göz gerisi etmemek lazım. Bu kapsamda önlemleri geliştiriyoruz, önlemler de artıyor. Gün sonunda ortaya çıkan imgeleri kabul etmemiz mümkün değil.
Bütün güvenlik ünitelerimiz bu kapsamda bir uğraşın içindeler. Vilayetlerimizde bu kapsamda yeni önlemler de geliştiriyorlar. Milletimizin de bu konudaki hassasiyetinde yarar var.”
(Bitti)
Son Dakika Haberleri – Son Dakika Haber – Şimdiki Haberler
Kaynak: AA
Haberler.com
