İşte Dağlı’nın o yazısı;
“Ermenistan’da parlamento seçimini Paşinyan kazandı. Sonuç Ermenistan kadar Rusya, ABD, Azerbaycan ve münasebetiyle Türkiye’yi de ilgilendiriyor.
Nikol Paşinyan 2018’de başbakan olmuştu.
Batı’nın takviyesiyle.
Şaibe tezleri da yok değildi.
Karabağ hezimeti batı dayanaklı Paşinyan ile Rusya yanlısı Ermeni muhaliflerin ortasını iyice açtı.
O denli ki Rus takviyeli Ermenistan ordusu, Paşinyan’a darbe yapmaya kalktı.
Sonuçta Paşinyan, kriz sürecini kendi ismine iyi yönetti. Erken seçim kararı aldı.
Bu seçime bir bakıma Batı ile Rusya ortasındaki uğraşın yansıması da denilebilir.
Çünkü ABD idaresinin desteklediği Paşinyan’la, Rusya’nın desteklediği Koçaryan’ın karşı karşıya geldiği bir seçimdi.
Kazanan Paşinyan, kaybeden ise Rusya oldu.
Moskova Karabağ savaşında istediğini almıştı.
Karabağ’a barış gücü ismi altında askerlerini konuşlandırdı.
Fakat Rusya’nın Ermenistan genelindeki hakimiyet tezinin önünde Paşinyan pürüzü vardı ve bu seçim sonucu gösterdi ki, bu mahzur bir süre daha duracak.
Rusya, bölgeyi art bahçesi olarak görüyor.
Ermenistan-Azerbaycan denklemini son 30 yıldır, neredeyse kendi başlarına yönetim ediyorlardı.
Bu statüko bir halde bozuldu.
İşgalden kurtarılan Karabağ’da “barış gücü” adı altında muhtemel kaybın önüne geçtiler.
Ancak Paşinyan’ın başında olduğu Ermenistan, Rusya için tam manasıyla denetim altına alınmış bir yer değil.
Ermenistan’da Paşinyan’ın devam etmesi, özellikle ABD faktörü nedeniyle Rusya’nın hareket alanlarını kısıtlayabilir.
Örneğin Zengezur koridoru.
Bu koridorun kıymetli bir noktası olan Sünik kentinde Rusya bir müddettir askeri üs kurma peşinde.
Bu üssün önündeki en büyük mahzur Paşinyan.
Zira ABD, o koridorda kalıcı bir Rus askeri varlığına karşı.
Ermenistan’da Paşinyan’ın kazandığı seçimi, Biden tesiri olarak da kıymetlendirebiliriz.
ABD Liderinin 24 Nisan’daki soykırım iftirası, Paşinyan’ın Karabağ hezimeti sonrası kaybettiği itibarı telafi etmesi açısından değerli bir armağandı.
Rusya, Karabağ sürecinde tarafsız kalarak Paşinyan’ı cezalandırma yolunu tercih etmişti. Tabi Azerbaycan ve Türkiye’yi de direkt karşısına almak istemiyorlardı. Lakin şu net ki, Karabağ savaşında Ermenistan’ın başında Paşinyan değil de Koçaryan olsaydı, Ruslar her şeye karşın gürültü çıkarmaktan geri durmazlardı, bu da bir gerçek.
Paşinyan üzere bir figürün Türkiye’ye ve Azerbaycan’a çok büyük ziyanının olacağını söylemek güç.
Düşman olarak bakıldığında zayıf ve kolay mağlup edilebilir bir rakip.
Bu manada Paşinyan’ın devam etmesi Azerbaycan için olumsuz bir durum teşkil etmiyor.
Tersine Rus takviyeli Koçaryan’ın kazanması, Karabağ’a yönelik yeni hücum teşebbüslerini tetikleyebilirdi.
Bu seçim sonucu, Ermenistan’daki bölünmeyi iyice tetikleyebilir.
Paşinyan zafer ilan etti lakin rakibi Koçaryan seçim sonucu kabullenmedi.
Erivan’da geçen Eylül’den beri yüksek olan tansiyon daha da artabilir ve bu durum tıpkı Karabağ hezimeti sonrası olduğu üzere sokağı da karıştırabilir.”
Haber7
