Anne-babaların çocuklarının genel sıhhati ile ilgili olarak en büyük tedirginliklerinden biri diş çürüğü oluşumudur. Bilhassa çocukluk devirlerinde berbat tecrübeler yaşamış olan ebeveynler, çocuklarının da birebir durumu yaşamamalarını isterler. Lakin günümüzde yapılan çalışmalarda, hem çevresel faktörlerin hem de genetik faktörlerin diş çürüğü oluşumunu hızlandırdığı gösterilmiştir. Bilhassa 7-12 yaş periyodundaki çocuklarda (hem süt hem de daima dişlerin ağızda olduğu Karışık Dişlenme Döneminde) diş çürüğü oluşma sıklığının %90’lara ulaştığı görülmektedir. Bu nedenle, çocuğun gelecekteki ağız ve diş sıhhatini ve hasebiyle genel sıhhatini da koruyabilmek için diş çürüklerinden korunmaları gerekir.
Çocuklarda diş çürüğünden korunmadaki en aktif yol, günde en az iki sefer dişlerinin sistemli ve gerçek bir şeklide fırçalanmasıdır. Orta öğün tüketiminin daha fazla olduğu çocukluk periyodunda fırçalama sıklığının günde 4 sefere kadar çıkması gerekmektedir. Küçük yaş kümesinde fırçalamada yaşanan zorluklar sonucu fırçalamanın her gün tertipli bir biçimde yapılmaması erken periyotta çürük oluşmasına neden olan en büyük faktörlerdendir. Çocuğun tükürük yapısı, dişlerinin morfolojisi, beslenme formu ve alışkanlıkları üzere birçok faktör de çürük oluşumunda belirleyici rol oynamaktadır. Ayrıyeten süt dişleri ve yeni sürmüş olan genç daima dişler, yapıları gereği asit ataklarına karşı daha hassas ve münasebetiyle çürük oluşumuna çok daha yatkındırlar. Dişler, vakitle olgunlaşır ve çürük oluşumuna karşı dirençli hale gelir. Tüm bu faktörler göz önünde bulundurulduğunda çocuklarda çürük oluşumunun daha kolaylaştığı bu periyotlarda fırçalama ve bakımın yanı sıra kesinlikle çürükten kollayıcı uygulamalar ile dişlerinin korunmasına yardımcı olmak gerekir.
Çocuklarda diş çürüğünün en çok görüldüğü azı dişlerinin çiğneyici yüzeylerindeki girintiler, diş sürmesini tamamlar tamamlamaz “Diş Ojesi” ile örtülerek korunmaya alınması çok kıymetlidir. Bu süreçle birlikte hayatı boyunca ağzında kalacak olan azı dişleri, çürük oluşumundan büsbütün korunmuş olur. Diş ojesi yani Fissür örtücülerin uygulanması epey kolay, ağrısız ve kısa periyodiktir. Diş çürüğü tedavilerine kıyasla da epey ekonomik süreçlerdir.Fissür örtücüler diş yüzeyine yalnızca bir kere uygulanır, tekrarlanmasına gerek yoktur. Lakin çocuklarda diş sıkma ve gıcırdatmaları sıklıkla olduğundan yapılan uygulamada aşınma olup olmadığının denetimi açısından nizamlı olarak (6 ayda 1) takibi önerilir.
Yapılan ispata dayalı çalışmalarda da, fissür örtücü (diş ojesi) uygulamaları ile çocuklarda yeni sürmüş azı dişlerinin çürük oluşumundan büsbütün korunabildiği gösterilmektedir.
Fissür örtücü uygulamalarına Diş Ojesi de deniliyor olmasının nedeni dişin çiğneyici yüzeyindeki derin girintilerin oje üzere kaplamasından gelir. İçerik olarak biyouyumluluğu tam olan, çürük dişlerin tedavisi için kullanılan kompozit reçine asıllı gereçlerdir. Uygulama sırasında akıcı bir kıvamda olduğundan dişin yalnızca çukurcuk kısmını kaplar, sonrasında dolgu materyalinde olduğu üzere ultraviyole yani görünür ışık uygulaması ile sertleşmesi sağlanır. Bu sayede dişin morfolojisini hiçbir halde bozmadığı üzere uygulama sonrasında da çabucak yemek yenebilir.
Unutulmaması gereken en değerli nokta, yapılan hami uygulamaların fakat sistemli diş fırçalamayla birlikte yarar sağladığıdır. Nizamlı ve hakikat teknikle diş fırçalama olmadan yalnızca kollayıcı uygulamalarla diş çürüğünden korunmak mümkün olmamaktadır.
Haberler.com
