AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “ABD’nin yalnızca Rum tarafını ziyaret etmesi ya da bir ay içinde iki defa Yunanistan‘a giderek tek istikametli takviye açıklamaları bölge barışına hizmet etmez.” dedi.
Çelik, Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen AK Parti Merkez Yürütme Konseyi (MYK) toplantısı devam ederken düzenlediği basın toplantısında, Doğu Akdeniz’deki süreci yakından takip etmeye devam ettiklerini belirtti.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun bir aydan az bir mühlet içinde Yunanistan’ı 2 sefer ziyaret ettiğini tabir eden Çelik, bu durumun ABD’nin bu sorunlarda tarafsız duruşuna gölge düşüren bir yaklaşım olduğunu söyledi.
Pompeo’nun Kıbrıs Adası’nı ziyaretinde Rum bölümünü ziyaret ettiğini ancak Türkiye tarafını teamüllere ters biçimde ziyaret etmediğini anımsatan Çelik, bu durumun da tarafsızlığa gölge düşürdüğünü aktardı.
Çelik, Türkiye’nin çok taraflı bir diplomasiye açık olduğunu tekraren söz ettiklerini, yalnızca son 1-2 hafta içinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Almanya Lideri Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, AB Kurulu Lideri Charles Michel, AB Kurulu Lideri Ursula von der Leyen ve pek çok başkanla Türkiye’nin konumunu anlatmak üzere görüşmeler gerçekleştirdiğini hatırlattı.
“ABD’nin yalnızca Rum tarafını ziyaret etmesi ya da bir ay içinde iki kez Yunanistan’a giderek tek taraflı takviye açıklamaları bölge barışına hizmet etmez.” diyen Çelik, ABD’nin istikrarlı siyasetine yine dönmesi gerektiğini düşündüklerini vurguladı.
“Masada istemiyorlarsa alanda çözeriz”
Tek taraflı olarak Rum kesitinin ziyaret edilmesinin Rum tarafının çözümsüzlük konusunda teşvik edilmesi manasına geldiğine dikkati çeken Çelik, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Pompeo’nun yalnızca Yunanistan’a dayanak açıklayan yaklaşımları kurulan diplomasi masalarında karşımızdakilerin yanlış halde yönlendirilmesi manasına gelir. Yanlış yönlendirmelerin tesirlerini de Yunanistan’da görüyoruz. Her gün bir dayatmada bulunurken, her gün bir ön koşul sürerken bütün bunlar yokmuş gibisinden Türkiye’ye birtakım koşullar önermeye kalkıyorlar. Türkiye her halükarda bir müzakere, diploması devletidir. Masada istiyorlarsa sıkıntıları masada çözeriz, masada istemiyorlarsa alanda çözeriz. Bu, hak ve menfaatlerimizi müdafaa konusundaki kararlığımızdan rastgele bir formda vazgeçtiğimiz manasına gelmez. Türkiye muhatapları için en emniyetli müzakere ve diploması devletidir lakin alanda tercih ediyorlarsa o mevzuda da Türkiye’nin kararlılığıyla rastgele bir formda kimsenin uzunluk ölçüşmesi mümkün olmayacaktır.”
Teknoloji üretimi
Çelik, yapay zeka ve teknolojinin geldiği noktanın yesyeni bir periyoda geçildiğini gösterdiğini söz etti.
Teknoloji ve oluşturduğu ekonomik bedelin dünyada hiçbir vakit olmadığı kadar süratli bir halde ilerlediğini söyleyen Çelik, “Türkiye’nin maksatlarına ulaşması bakımından bu alanı çok iyi takip etmesi gerekiyor. Genç kardeşlerimizi bu alanla buluşturmak son derece değerli. Bu bakımdan ulusal teknoloji atılımı olarak isimlendirdiğimiz bu yolda emin adımlarla ilerliyoruz. Türkiye’nin yüksek katma bedelli ve kritik teknoloji eserlerini ulusal ve özgün olarak geliştirmesi ve yerli imkanlarla hayata geçirmesini bir bir sağlıyoruz.” biçiminde konuştu.
Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iştirakiyle Gaziantep’te gerçekleştirilen TEKNOFEST’in gençlerin teknolojiyle buluşması ve deneyap süreçleriye kendi projelerini hayata geçirmeleri açısından çok kıymetli olduğunu aktardı.
Teknoloji geliştirme bölgeleri ve teknoparkların artmasını hassasiyetle takip ettiklerini anlatan Çelik, sayısı 85’e ulaşan teknoparklarda 8 binin üzerinde firmanın faaliyet yürüttüğünü lisana getirdi.
Çelik, bütün bu alanlardaki gelişmelerin Türkiye’nin geleceği ve oyun değiştirici bir ülke vasfını muhafazası açılarından son derece değerli olduğunu söz etti.
Çin baskısı altındaki Uygur Türkleri
Sözcü Çelik, dünyadaki gelişmelere bakarken insan hakları ihlallerinin kelam konusu olduğu coğrafyaları da gözden geçirdiklerini bildirdi.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin Sincan Uygur Özerk bölgesindeki Uygur Türkleri ve Müslüman azınlığa dönük siyaset ve uygulamalarının kuşkusuz her vakit gündemlerinde olduğunu vurgulayan Çelik, şunları söyledi:
“İnsan hakları ve inanç özgürlüğü açısından bu mevzuyu çok yakından takip ettiğimizin bilinmesini isterim. Çin’in 2017 yılında yürürlüğe koyduğu Aşırılıkla Uğraş Yönetmeliği, Uygur Türkleri ve Müslüman azınlıklara dönük son derece olumsuz uygulamalara sahip. Keyfi sorgulamalar, tutuklamalar, dini özgürlüklerin kısıtlanması, zarurî Çince öğretimi, 1 milyondan fazla Uygur Türk’ünün eğitim kamplarında alıkonulması, Uygur ailelerinin Han kökenli Çinlilerle tıpkı çatı altında yaşamaya zorlanmaları üzere gündem mevzuları herkes tarafından takip ediliyor. Birlemiş Milletler’in ve birçok kurumun ırk ayrımcılığının ortadan kaldırılması tarafındaki raporları bu bahiste son derece korku duymamızı gerektiren bir ekip tespitlere sahip.”
Çelik, Türkiye olarak Uygur Türkleri ile dini etnik ve kültürel çok güçlü bağlara sahip olduklarını anımsattı.
Uygur Türklerinin durumuyla yakından ilgilendiklerini anlatan Çelik, “Türkiye, Uygur Türklerinin ve Sincan bölgesindeki başka Müslüman azınlıkların insan haklarına, inanç hürriyetlerine hürmet gösterilmesini, buradaki kampların kapatılmasını daima olarak Çin makamlarına bildiriyor. Bizim bu mevzudaki tek dileğimiz Uygur Türklerinin Çin’de refah ve huzur içerisinde yaşamalarıdır, Çin’in gelişimine Çin toplumunun barışına, refahına, güvenliğine eşit vatandaşlar olarak katkı sağlamalarıdır.” diye konuştu.
Çelik, Uygur sıkıntısının şeffaflık ve iş birliği içerisinde ele alınmasını dilek ettiklerini, bu davetleri Çin tarafına da ilettiklerini vurguladı.
“Teröristlerle paklar ortasında ayrım yapılması gerekiyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çin tarafı ile yaptığı görüşmelerde bu mevzuyu tekraren gündeme getirdiğine lisana getiren Çelik, şunları kaydetti:
“Uluslararası toplantılarda Uygur problemindeki hassasiyetimizi her vakit kayda geçiriyoruz. Bilhassa İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesinde de bu mevzuyu yakından takip ediyoruz. Türkiye tek Çin siyasetini destekliyor. Çin’in egemenlik ve toprak bütünlüğüne natürel ki hürmet gösteriyoruz. Çin’in terörle çaba hakkına hürmet gösteriyoruz ancak Uygur Türklerinin karşı karşıya olduğu muameleler bu bağlamda bedellendirilemez. Teröristlerle günahsızlar ortasında çok önemli bir ayrımın yapılması gerekiyor. Uygur Türklerinin haklarına hürmet gösterilmesi konusundaki uğraşlarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Bu bahiste da Çin tarafıyla açık bir lisanla iş birliği içerisinde bu problemin tahlili konusundaki çalışmalarımız, diyaloglarımız sürecek.”
(Sürecek)
Kaynak: Anadolu Ajansı / Mümin Altaş
Haberler.com
