Bayraktar, Sabancı Üniversitesi İstanbul Milletlerarası Güç ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından dijital ortamda düzenlenen “Dünyada ve Avrupa Özelinde Net Sıfır Emisyon Geleceği ve Türkiye’ye Etkileri” başlıklı toplantıda, Türkiye’nin Paris Muahedesi’ni onaylamamasına karşın gelişmekte olan bir ülke olarak mutabakatın gereklerini yerine getirmeye çalıştığını söyledi.
Türkiye’nin Paris Anlaşması’ndaki pozisyonunun hakkaniyetli olmadığını tabir eden Bayraktar, “Paris Mutabakatı’nda dünyanın en büyük 10 emisyon salımı yapan ülkelerin yarısı gelişmekte olan ülke kümesinde yer alıyor lakin maalesef Türkiye, Paris Muahedesi’nin referans verdiği Birleşmiş Milletler (BM) Çerçeve Kontratı kapsamında gelişmiş ülke kümesinde bulunuyor. BM’nin global ekonomik görünüme ait diğer bir raporu ise Türkiye’yi gelişmekte olan ülke olarak tanımlıyor. BM’nin bir raporu bunu söylüyor fakat çerçeve kontratındaki durum farklı. Münasebetiyle bu işin bilimsel ve teknik bakışın ötesinde maalesef bir yaklaşım olduğunu görüyoruz ve hakkaniyet temel prensibiyle çok önemli çelişki arz eden bir durum.” değerlendirmesinde bulundu.
Bayraktar, Türkiye’nin elektrikteki toplam konseyi gücünün yüzde 53’nün yenilenebilir güç kaynaklarından oluştuğunu lisana getirerek, “Geçen yıl elektrik üretiminin yüzde 43’ü bu kaynaklardan sağlandı. Yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimi ABD, Çin, Almanya ve Birleşik Krallık üzere bu alanda önde gelen ülkelerde yüzde 17 ile yüzde 36 ortasında. Hasebiyle, yenilenebilir güçte hayli ileri bir noktadayız. 2020’de yenilenebilir kaynaklı elektrik üretimiyle yaklaşık 73 milyon ton karbon emisyonu salımının önüne geçebildik.” dedi.
“ENERJİ DÖNÜŞÜMÜNÜN EKONOMİK FATURASI ÇOK BÜYÜK”
Türkiye’nin yenilenebilir güç potansiyelini en üst düzeyde kullanma kararlılığının devam ettiğini belirten Bayraktar, verimlilik çalışmalarıyla birincil güç yoğunluğunda yaklaşık 32 milyon ton petrol muadili azaltım sağlandığını söyledi.
Bayraktar, bu sayede 100 milyon tonluk sera gazı emisyonundan kaçınmanın kelam konusu olduğuna işaret ederek, “2017-2020’de güç verimliliği yatırımlarıyla yaklaşık 10 milyon ton sera gazı emisyonunu engellemiş olduk.” diye konuştu.
Öte yandan Türkiye’nin büyüyen bir ülke olduğunu ve tüm bu aktivitenin gaz emisyonlarını da artırdığını lisana getiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Kısa ve orta vadede maalesef mutlak emisyon azaltımıyla ilgili Türkiye’nin önünde çok önemli zorluklar var ve bu manada bir maksat çok mümkün görünmüyor. Bunun ekonomik boyutunda ise örneğin, 2020’de 46 milyar liralık bir yenilenebilir güç takviyesinden bahsediyoruz. 2017 ile 2020 ortasında güç verimliliğine yapılan yatırım 5 milyar dolara yakın. Bu sayılara baktığımızda güç dönüşümünün faturasının ne kadar büyük olduğunu da görüyoruz. Memleketler arası Güç Ajansı 2050’de sıfır emisyon gayesine ulaşmak için yıllık 5 trilyon dolar yatırım gereksinimi olduğunu söylüyor. Türkiye’nin dünya ekonomisindeki yerini yüzde 1 olarak alırsak, bu, 5 trilyon doların yaklaşık yıllık 45-50 milyar dolarlık kısmını Türkiye’nin gerçekleştirmesi manasına geliyor.”
SIFIR EMİSYONA GİDEN YOL ŞİDDETLİ FAKAT BAŞARMAK İMKANSIZ DEĞİL
Milletlerarası Güç Ajansı Lideri Fatih Birol da iklim değişikliğinin tüm ülkelerin ana gündem hususu olduğunu, dünyada birçok şirketin de daha karlı olduğu için pak güce yatırım yaptığını söyledi.
Dünyanın önde gelen ekonomilerinin neredeyse hepsinin sıfır emisyon taahhüdü olduğunu belirten Birol, “Bu taahhütleri kanunlaştıranlar da var. Bu argümanlı taahhütler çok kıymetli fakat bunu nasıl gerçekleştireceğimiz de değerli. Bu kapsamda, sıfır emisyona giden yol hayli dar ve şiddetli lakin imkansız değil.” değerlendirmesinde bulundu.
Birol, dünyada güç kesiminde her yıl 2 trilyon dolara yakın yatırım yapıldığını ve bu ölçünün sıfır emisyon gayesine ulaşmak için 5 trilyon dolara dolara çıkması gerektiğini vurguladı.
Mevcut pak güç teknolojilerinin yanı sıra karbon yakalama ve hidrojen üzere yeni teknolojilerin de süratle gelişmesi gerektiğini kaydeden Birol, “Bu tabandan gelen çok güçlü bir dalga ve tüm ülkeler, hepimiz bundan çok fazla etkileneceğiz.” dedi.
Haber7
