Antalya’nın Kaş ilçesinde yaşayan 69 yaşındaki Baki Karataş, yarar elde etmemesine karşın babasının vasiyetini yerine getirmek için 51 yıllık bakkalın kapısını her gün “besmele” ile aralıyor.
Yayla Çavdır Mahallesi’nde, 1969 yılında meskeninin altına bakkal dükkanı açan Abdurrahman Karataş, uzun yıllar burada esnaflık yaptı.
“Abdurrahman Çavuş” namıyla tanınan Karataş, 2004’te vefat etmeden evvel oğlu Baki Karataş’a dükkanı açık tutmasını vasiyet ederek, dükkana gelen herkese kendisinin ismine ikramlarda bulunmasını ve dua almasını öğütledi.
Babasının vefatından sonra bakkalı işletmeye başlayan Baki Karataş, açıldığı birinci günkü halini koruduğu bakkalı, 16 yıldır işletmeyi sürdürüyor.
Baba yadigarı iş yerine gözü üzere bakan Karataş, vasiyeti yerine getirmenin huzurunu yaşıyor.
Karataş, babasından gördüğü üzere, bakkala gelenleri lokum ve bisküvi üzere ikramlarda bulunmadan göndermiyor.
Bakkalın rafları da dahil çabucak hemen hiçbir yerini değiştirmeyen Karataş, işi olmadığında tekrar babasından kalan sandalyede oturarak eski günleri yad ediyor.
Vakitte seyahate çıkarıyor
Bakkalın 50 yılı deviren tahtadan teşhir rafları, iki kefeli dirhemli terazisi, evvelce olduğu üzere kolilerdeki lokum bisküviler, dükkanın önündeki su sebili, çuvallarda un, şeker ve bakliyat adeta vakitte seyahate çıkarıyor.
Son mahalle bakkallarından Karataş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, babasının çok sevilen, sayılan ve ünlü birisi olduğunu söyledi.
Basınının ölmeden evvel kendisini çağırdığını anlatan Karataş, “Babam ‘Oğlum gel otur yanıma, sana doyasıya bir bakayım.’ dedi. Sonra uzun uzun baktı ve ‘Ben nasıl olsa öleceğim. Umudum yok. Benim bu koca kapım kapanırsa sen aşağıdaki kapıyı kapatma. Eşim dostum çok. Gelen geçene yedir içir. Herkesin hayır duasını al.’ diyerek vasiyette bulundu.” biçiminde konuştu.
“Babamın anısını yaşatmak yetiyor”
Babasının vasiyetini yerine getirmek için dükkanı açık tuttuğunu beliren Karataş, gelenlere kesinlikle lokum ve bisküvi üzere ikramlarda bulunduğunu, isteyenleri, yemek yedirip çay içirerek uğurladığını söz etti.
Boş vakitlerinde babasının sandalyesinde oturduğunu belirten Karataş, “Bakkaldan bir yararım yok. Babamın anısını yaşatmak yetiyor. Baba mesleğine devam ederek herkesin gönlünü almaya çalışıyorum. Ben öldükten sonra da baba yadigarı dükkanımız açık kalsın istiyorum lakin bu biraz sıkıntı. Çocukların kıyı tarafında işleri var. Benden sonra gelip bakkalda duracaklarını zannetmiyorum.” tabirlerini kullandı.
“Çocukluğumuzun bakkal kokusu var burada”
Müşteri Eşref Kocaer de eski mahallesine geldiğinde tarihi bakkal dükkanını kesinlikle ziyaret ettiğini söyledi.
Bakkal kapanmadığı için memnun olduklarını lisana getiren Kocaer, “Bakkal dükkanına girince çocukluk günlerime geri dönüyorum. Çocukluğumuzun bakkal kokusu var burada. 1994’ten beri burada kıstırma lokum yiyorum. İkram edilen lokum ve bisküvileri yerken sohbet ederek eski günleri anıyoruz.” diye konuştu.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Talip Demirci
Haberler.com
