AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik‘ten MYK sonrası açıklama
“Bugün yeniden çeşitli açıklamalar oldu, bekleneceği üzere CHP’den, ‘Türkiye en berbat yöneten ülkedir’ diye. Onlardan bir hakkaniyet beklemiyoruz. Diğer bir paralel kainatta yaşıyorlar”
“Dua etmek için gittiği kiliseden bile kovulan, bakanları istifa eden bir Ermenistan Başbakanı var. Bu radikalizmin, bu saldırganlığın Ermenistan’ı getirdiği yer net bir biçimde çöküştür”
“Her gün aşikâr bir toplumsal kesiti ‘siz niçin AK Parti’ye oy veriyorsunuz’ diye tehdit etmek, bunun tenkit ile alakası yok. Bunun demokratik bir hak ile alakası yok. Bu antidemokratik bir tehdit yaklaşımıdır”
“Kılıçdaroğlu da çıkmış, ‘bu evvelce de vardı, bugün de var’ diyor. İnsan biraz sorumlu davranır. Muhalefet yapacaksan yaparsın, siyasi argüman üretirsin. Bütün bunları yaptığında adliye teşkilatını, güvenlik teşkilatlarını zan altında bırakmaya hakkın yok. Uşak’taki polis kardeşlerimiz de kabahat duyurusunda bulundular”
“Birisi çıkıp da ‘terör örgütünün başkanının heykelini dikeceğiz’ dediği vakit, ‘terör örgütü terör örgütü değildir’ dediği vakit, terör örgütünün güvenlik güçlerimizi, günahsız bayan ve sivilleri öldüren mensuplarını kutsadığı vakit tabi ki hukuk devletinin bir dermanı olacak”
“Bunlar kritik yerlerde sizin partinizde misyon yapan siyasetçiler. Siz mağdurun hakkına sahip çıkmadığınız vakit asıl travmayı oluşturuyorsunuz. Bu kurumsal suskunluk Türk siyasi tarihine geçecek bir utanç durumudur”
“Bununla güçlü bir biçimde gayret edeceğiz. Kimse milletin diniyle, ibadet lisanıyla oynamaya kalkmasın. Çok sert reaksiyon veririz, vermeye devam edeceğiz”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan AK Parti MYK toplantısı sonrasında açıklama yapan Sözcü Ömer Çelik, iç ve dış siyasete yönelik açıklamalarda bulunarak, kimi bahislerde CHP’yi sert bir lisan ile eleştirdi.
“Yüksek meşruiyete sahip mücadeledir”
PKK-PYD-YPG terör örgütünün her türlü kılığa girebilen bir terör örgütü olduğunu belirten ve Türkiye’nin terörle gayretinin sürat kesmeden devam ettiğini söyleyen Ömer Çelik, “TSK’nın harekatları olmasaydı bugün orada bir terör devletçiliği kurulmuş olacaktı. Türkiye’nin PKK terör örgütü ile uğraşı, insanlığa karşı cürüm işleyen nefret örgütü ile hem ulusal güvenliği hem de insanlığa karşı işlenen cürmü engellemek bakımından son derece yüksek meşruiyete sahip mücadeledir” diye konuştu.
PKK-YPG’nin DEAŞ ile bir gayreti olmadığını da belirten Çelik, “Esas DEAŞ ile çaba eden güç TSK’dır. Birilerinin ‘DEAŞ terör örgütüne karşı biz PKK terör örgütüne taktik bir grup takviyeler verdik’ gibisinden son vakitlerde yaptığı açıklamaların hiçbir geçerliliği yok” biçiminde konuştu.
“Başka bir paralel kozmosta yaşıyorlar”
Türkiye’nin salgınla çaba sürecini en iyi biçimde yöneten ülkelerden birisi olduğunu söyleyen Ömer Çelik, “Bugün yeniden çeşitli açıklamalar oldu, bekleneceği üzere CHP’den, ‘Türkiye en makus yöneten ülkedir’ diye. Onlardan bir hakkaniyet beklemiyoruz. Diğer bir paralel kainatta yaşıyorlar” tabirlerini kullandı.
Global salgının ne formda seyredeceği ile ilgili kimsenin önünde bir model olmadığını söyleyen Çelik, “Virüsün mutasyona uğradığı biçiminde kıymetlendirme konusu oldu. Birçok AB ülkesi İngiltere ile uçuşlarını durdurdu. Biz de uçuşlarımızı durdurduk. Hali hazırda 96 ülke ile uçuşlarımız sürüyor. COVİD ile ilgili yönetilmesi gereken bir süreç ortaya çıktığı vakit bu önlemler alınacaktır” açıklamasında bulundu.
Alınan önlemler sonrasında hadise sayılarında düşüş olduğunu söyleyen Çelik; maske, ara ve paklık kurallarına uyulması gerektiğinin altını çizdi.
“Ne kadar vizyonsuz bir karar olduğu ortadadır”
Azerbaycan’ın elde ettiği zaferden sonraki gelişmeleri yakından takip ettiğini söyleyen Ömer Çelik, “her nedense Azerbaycan’ın kendisine ilişkin olan topraklarını yine alması gerek Minsk Kümesi içinde gerek dışında birçok ülkeyi rahatsız ediyor. Fransa’da senato ve temsilciler meclisinin aldığı kararları gördük. Güya gayrimeşru iş yapılmış gibisinden Azerbaycan’a dönük bizce geçersiz tehditler savuranlar var. En son Belçika Temsilciler Meclisinin Dağlık Karabağ konusunda Azerbaycan’ı kınayan ve Türkiye’yi eleştiren bir karar tasarısı kelam konusu oldu. Belçika Temsilciler Meclisine bildirimiz nettir. Bu karar tasarısının hiçbir kararı yoktur. Haksız, hukuksuz, hakkaniyetsiz bir karardır. Haksız Ermeni işgali karşısında susanların bugün hakkaniyetle bir zafer elde edildiği vakit rahatsız duymaları aslında hukuk dışı davranışlarının bir örneği olarak görülmelidir. Ne kadar vizyonsuz bir karar olduğu ortadadır” dedi.
Fanatik Ermeni çıkarlarının yönettiği, Kafkaslar’daki barışı tehdit eden yaklaşımların hiç birinin sonuç alamayacağını söyleyen Çelik, “Dua etmek için gittiği kiliseden bile kovulan, bakanları istifa eden bir Ermenistan Başbakanı var. Bu radikalizmin, bu saldırganlığın Ermenistan’ı getirdiği yer net bir halde çöküştür. Bu aslında Ermenistan’ı diasporanın nereye sürüklediğini, bir kadro radikal siyasetçilerin nereye sürüklediğini net bir formda göstermesi gereken bir sıkıntıdır. Fransa’daki kimi siyasetçilerin Ermenistan’ı yeniden tıpkı maceralara sürüklemek için teşvik ettiğini, cesaretlendirdiğini gösteren bir yaklaşımdır” diye konuştu.
“Vatandaşı oy veriyor diye eleştiremezsiniz”
CHP Önderi Kemal Kılıçdaroğlu’nun küme toplantısında yaptığı konuşmaya ait açıklama yapan Ömer Çelik, “Sayın Kılıçdaroğlu’nun tehdit sırası bugün çiftçilere gelmiş. Bugün tekrar AK Parti’ye oy veren çiftçileri tehdit eden bir grup kelamlar söylemiş. Daha evvel personelleri etmişti, daha sonra öğretmenleri tehdit etmişti, artık sıra çiftçilere gelmiş. Olağan kaideler altında şaşırmak gerekiyor. Bir partinin genel lideri çıkıp toplumun aşikâr bir kısmını ‘şu partiye oy verirseniz…’ halinde nasıl tehdit eder diye. Ancak artık bunlar yadırganmaz hale geldi. Politikalarımızı eleştirebilir. Tenkit ile düşmanlık yapma ortasına düzgün çizgiler çekilirse tenkit demokrasinin en büyük zenginliğidir. Bizim açımızdan da faydalanacağımız bir ekip sonuçlar doğurabilir. Lakin çıkıp ta her gün aşikâr bir toplumsal kısmı ‘siz niçin AK Parti’ye oy veriyorsunuz’ diye tehdit etmek, bunun tenkit ile alakası yok. Bunun demokratik bir hak ile alakası yok. Bu antidemokratik bir tehdit yaklaşımıdır. CHP’deki arkadaşlarımıza söylemek isterim, bu siyaset üslubu sağlıklı bir siyaset usulü değil” biçiminde konuştu.
“Bu lisan zehirleyici bir dildir” sözlerini kullanan ve CHP’yi eleştiren Çelik, “Belli bir periyotta yargıçları tehdit ettiler, emekçiler problemi geldi, öğretmenler sorunu geldi, bugün çiftçiler sıkıntısı geldi. Vatandaşı oy veriyor diye eleştiremezsiniz. Partinin siyasetlerini eleştirirsiniz lakin siz bir partinin siyasetlerini eleştirmek için partiye oy veren vatandaşları gaye gösteriyorsanız tehdit siyaseti budur” açıklamasında bulundu.
“Siyasi irade ile bürokrasiyi çatıştırmak üzere yaklaşım sağlıklı bir yaklaşım değil”
Dış siyasette Dışişleri Bakanlığının devre dışı bırakıldığı tarafındaki muhalefetin tenkitlerinin sorulması üzerine Ömer Çelik, “Türk Hariciye geleneği dünyadaki üç beş ekolden bir adedidir. Bu yaklaşımların kaleme alınış biçiminin bile muhalefet partilerindeki hangi büyükelçi kökenli milletvekili tarafından alındığını iddia edebilirim. Siyasi irade ile bürokrasiyi çatıştırmak üzere yaklaşım sağlıklı bir yaklaşım değil. Bunu kaleme alan büyükelçiler bile, artık siyaset yapanlar bile, kendilerinin vazife yaptığı devirlerde vazifeleri ile ilgili en büyük dayanağı başbakan olarak Cumhurbaşkanımızdan görmüşlerdir” dedi.
“Adliye teşkilatımızı, güvenlik teşkilatlarını zan altında bırakmaya hakkın yok”
“Çıplak arama” argümanının sorulması üzerine Çelik, “Bunları lisana getiren şahısların her gün adliye teşkilatını, güvenlik teşkilatını zan altında bırakmaya çalışan, onlara iftira atan yeni bir bahiste açıklaması oluyor. Her seferinde söyledikleri palavra olarak ortaya çıkıyor. Cezaevlerindeki ve öteki yerlerindeki arama prosedürleri AİHM kararlarına, Anayasa Mahkemesi kararlarına, başka içtihatlara uygun bir halde yapılıyor. Kılıçdaroğlu da çıkmış, ‘bu evvelce de vardı, bugün de var’ diyor. İnsan biraz sorumlu davranır. Muhalefet yapacaksan yaparsın, siyasi argüman üretirsin. Bütün bunları yaptığında adliye teşkilatını, güvenlik teşkilatlarını zan altında bırakmaya hakkın yok. Uşak’taki polis kardeşlerimiz de hata duyurusunda bulundular. Elinde bilgi, evrak olan varsa, bunun üzerine en kuvvetli formda biz gideriz” diye konuştu.
“Tabi ki hukuk devletinin bir dermanı olacak”
Devlet Bahçeli’nin “HDP kapatılsın” kelamlarının hatırlatılması üzerine Ömer Çelik, “Cumhur İttifakı içinde farklı bir yaklaşım yok” sözlerini kullandı.
Numan Kurtulmuş’un konuşmasının devamında terör propagandasının engellenmesi gerektiğini, terörle ilgili olarak siyasetçilerin kendisini ayrıştırması gerektiğini, ayrıştırma kelam konusu olmadığında bunun yasal kabul edilmemesi gerektiğini söylediğini belirten çelik, “Sayın Bahçeli’nin de söylediği bunlara müsaade edilmemesi gerektiği biçiminde. Siyasal katılma yolları açık, demokratik katılma yolları açık. Birisi çıkıp da ‘terör örgütünün başkanının heykelini dikeceğiz’ dediği vakit, ‘terör örgütü terör örgütü değildir’ dediği vakit, terör örgütünün güvenlik güçlerimizi, pak bayan ve sivilleri öldüren mensuplarını kutsadığı vakit tabi ki hukuk devletinin bir dermanı olacak. Bunun modeli ne olur, bununla ilgili MYK’da bir tartışma yapılmadı”
“Bu kurumsal suskunluk Türk siyasi tarihine geçecek bir utanç durumudur”
CHP’deki taciz ve tecavüz skandallarının sorulması üzerine Çelik, “Taciz ve tecavüz sıkıntısında geçen hafta susmayın demiştik, kurumsal bir suskunluğa dönüştü. Öteden beri bu susanlardan daha kıdemli CHP’liler, taciz ve tecavüz olayları karşısında susulmasının CHP açısından, siyasi ahlak açısından kabul edilemez olduğunu söylüyorlar. Son vakitlerde retorik olarak herkes, bilhassa CHP’de, siyasi ahlaktan bahsediyor. Bayan onuru, bayan haysiyeti karşısında susanın siyasi ahlaktan bahsetmeye hakkı olabilir mi? Bu kadar mağdur konuşuyor, yetkilileri çıkıp diyor ki, ‘biz bu mevzuda konuşmuyoruz.’ Niçin? ‘mağdurlarda daha fazla travma oluşturmamak için.’ Mağdurlar zulme uğramış, biz size çıkın da mağdurun ismini verin, adresini verin eşkalini verin demiyoruz. Siz failin eşkaliyle, failin adresiyle, kim olduğu ile uğraşın, cezalandırılmasıyla uğraşın diyoruz. Bunlar kritik yerlerde sizin partinizde vazife yapan siyasetçiler. Siz mağdurun hakkına sahip çıkmadığınız vakit asıl travmayı oluşturuyorsunuz. Bu kurumsal suskunluk Türk siyasi tarihine geçecek bir utanç durumudur” dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Uyuşturucu ticareti yapandan ve organ ticareti yapandan vergi alacaksın” kelamlarına ait Ömer Çelik şu sözleri kullandı:
“Maalesef siyasi sıkıntılarda söylenen kelamlar, yaklaşılan mevzular içselleşmediği vakit, yalnızca birilerinin yazdığı metinden okunduğu vakit bu tip saçma sapan imgeler ortaya çıkabiliyor. Birilerinin yazdığı parlak cümle diye okunurken bahsettiğimiz saçma sapan cümleler ortaya çıkabiliyor.”
“Yine kimi referans alıyorlar?”
Ömer Çelik, AİHM’nin Demirtaş’ın tahliye olmasına ait verdi karara yönelik şöyle konuştu:
“Ben buraya gelirken gerçekleşen sıcak bir karar. 100-150 sayfalık bir gerekçeli karar. Gerekçeli kararı hukuk sistemimiz değerlendirecektir. Hukuk sistemimizin değerlendirmesine nazaran bir yaklaşım üretilecektir.”
Osman Öcalan’ın verdiği bir röportajda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir danışmanı ile bir görüşme yaptığını sav etmesi, muhalefetin de bu danışmanın kim olduğunu merak etmesine yanıt veren Çelik, “Sözünün yorumlanmasını istedikleri kişi kim, kelamına prestij ettikleri kişi kim? ‘Belli ki bunun gerisinden erken seçim gelecek.’ Yeniden kimi referans alıyorlar? Baştan beri söylüyorum. Türkiye’nin resmi kurumlarını, kurumlarının resmi açıklamalarını referans almıyorlar, dışarıdan kim ne derse desin onu referans alıyorlar” dedi.
“Çok sert reaksiyon veririz, vermeye devam edeceğiz”
Kaynak: İhlas Haber Ajansı
Haberler.com
