Aleyna Ağgül, 30 Eylül sabah 03:00 sularında Iğdır’da yaşadığı apartmanın önünde meyyit halde bulundu. Daha 18 yaşına yeni giren genç kız, birinci belirlemelere nazaran intihar etmişti. Olay yerine gelen gruplar, yapılan incelemelerin akabinde Aleyna’nın cansız vücudunu İsimli Tıp Kurumuna gönderdi.
Trabzon’da gerçekleştirilen çalışmaların akabinde Aleyna, Iğdır’da toprağa verildi. Olay günü polisin incelemeleri sonrası Aleyna tarafından yazılan ‘Ölümümden Gökhan Argın sorumludur’ notu incelemeye alındı. Aleyna’nın intihar ettiği sırada bölgede bulunan sınıf arkadaşı Göktürk Argın gözaltına alındı.
O sırada gruplar Göktürk Argın’ın babası olan 42 yaşındaki Gökhan Argın’ı da gözaltına aldı. Tabirinde Aleyna ile bağlantısı olduğunu anacak mevtinde rastgele bir dahili olmadığını söylemiş ve kanıt yetersizliğinden ötürü sabah saatlerinde baba-oğul hür bırakılmıştı.
Aleyna’nın babası Kemal Ağgül, kızının daha evvel Argın tarafından tehdit edildiğini ve bundan ötürü Iğdır Emniyeti Çocuk Şube Ünitelerine müracaatta bulunduğunu birinci kere açıklamıştı.
Baba Ağgül, kızının vefatına sebep olanların hür olmasına isyan ederek adaletin bir an evvel bulmasını talep etti. Bu haberler üzerine bir açıklama yapan 42 yaşındaki Argın, suçlamaları reddederek Aleyna’yı suçladı. Aleyna ile gönül bağlantısı olduğunu söyleyen Argın, hiçbir halde kendisinin genç kızı rahatsız etmediğini açıklamıştı. Iğdır’da ise BARO ve başka birtakım STK’lar tarafından Aleyna’ya takviye açıklamaları yapıldı. Toplumsal medyada Türkiye’nin gündemine oturan genç kızın intiharında Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığının da davaya müdahil olacağını açıkladı.
AİLE HUKUK UĞRAŞI VERDİ
Aile avukatları aracılığı ile Gökhan Argın ve Oğlu Göktürk Argın’ın özgür bırakılmalarına itiraz etti. Soruşturmayı sürdüren Cumhuriyet Savcısı, Gökhan Argın’ı ‘intihara teşvik’ kabahatinden tutuklanma talebi ile Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk etti. Gökhan Argın, isimli denetim ve imza kuralıyla vilayet ile yurt dışına çıkma yasağıyla hür bırakıldı.
Soruşturmayı sürdüren Cumhuriyet Savcısı, özgür bırakılma kararına Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesindeki bir üst mahkeme olan Sulh Ceza Mahkemesi’ne itiraz etti. Sulh Ceza Mahkemesi, Cumhuriyet Savcılığının itirazını reddetti.
EMNİYETİN HUMMALI ÇALIŞMASI, ADALETİ SAĞLADI
Aleyna’nın daha sonra çıkan emniyet tabirlerinde ise Argın’dan bir çok sefer şikayetçi olduğu ve son olarak ölmeden bir gün evvel emniyete söz verdiği ortaya çıktı. Aleyna sözünde; “Gökhan Argın’la sevgili olduktan sonra, kendisine karşı geldiğimde, ‘Elimde fotoğrafların ve görüntülerin var. Karşı gelirsen bunları ailene ve insanlara gösteririm. Herkes senin ne olduğunu anlar’ diyerek tehdit ve şantaj yapıyordu. Bu yazışmaları da şu an şifresini unuttuğum toplumsal medya hesabımın bildiri kısmında saklıdır” dedi.
Iğdır Emniyeti ise bu sırada hummalı bir çalışma yürütmeye başladı. Iğdır Emniyet Müdürlüğü Siber Hatalarla Gayret Takımları ile Asayiş Takımları, Aleyna’nın toplumsal medyalarındaki bildirileri ve telefonunu incelemeye başladı. Şahitlerle yapılan görüşmeler ve sözlerin akabinde Emniyet, mahkemeye Aleyna’nın vefatına ait bir rapor sundu. Sunulan raporun akabinde Hakim, kuşkulu Gökhan ‘İntihara teşvik, şantaj, taammüden yaralama, tehdit, hakaret ve özel hayatının gizliğini ihlal’ suçlamaları nedeniyle yakalanıp cezaevine gönderilmesi için buyruk çıkardı. Kısa müddette yakalanan Argın, cezaevine konuldu.
TEYZESİ AÇIKLADI: ARTIK SOKAĞA ÇIKAMAZ HALE GELMİŞTİ
Teyzesi, Aleyna’nın Gökhan Argın’dan kurtulmak için karakola verdiği ifadeyi alıp Argın’ın ağabeysine götürmeyi ve büyüklerin devreye girmesini planlamıştı. Sokağa çıkamaz hale gelmişti diyen teyzesi şunları söyledi; “Gökhan Argın benim konutuma kadar geldi. Ben yokken kapımı tekmelemiş camımı yumruklamış. Komşular şikayet etmişlerdi. Yeğenim daima anlatıyordu. Nefes aldırmıyordu son vakitlerde. Gittiği yerde takip ediyordu, karşısına çıkıyordu. Artık sokağa çıkamaz hale gelmişti. Fakat Aleyna bize hiç işin iç yüzünü anlatmadı. Demek ki büyük sırları vardı. Bana anlatmaya çekindi. Kimseye bir şey anlatmadı.”
Aleyna vefatından 2 gün evvel benim yanımda kaldı. Bu mevzu ile ilgili olarak konuştuk. Bir şeyler yapmamız lazım dedik. O bir plan yapmıştı. Tek deva olarak Gökhan Argın’ın 60’lı yaşlarda bir ağabeysi var. Karakolda verdiği ifadeyi alıp ağabeyine götürmeyi ve büyüklerin devreye girmesiyle peşinen düşeceğini düşünüyordu. Ağabeyi onu dizginler diye düşünmüştü. Acı haberi alınca yıkıldık” diye konuştu.
“NASIL TANIŞTIĞINI ANLATTI, DAİMA DEHŞET HALİNDEYDİ”
Gökhan Argın’ın 9 Temmuz’da Aleyna’yı tehdit ettiği sırada konutta tek olduğunu ve kendisi ile birlikte polise şikayet ettiğini söyleyen annesinin amcasının kızı N. Y. ise o gün genç kızın telefonundan polisin arandığını kayıtlara bakılması gerektiğini söyledi.
Her şeyin Gökhan’ın oğlu Göktürk’ün babasını aramak için Aleyna’nın telefonu kullanması ile başladığını söyleyen Yeşilyurt o anları şöyle anlattı; “Olay günü komşular çağırdı. Bir adam geldi. Aleyna’nın teyzesinin meskeninin kapısına vurdu, küfürler etti sonra otomobilde oturdu. Teyzesini aradık. Hastanedeymiş. Aleyna’yı çağırdım. Balkona çıktı. Çok korkmuştu. Bağırmalar duydum dedi. Polisi arayalım dedim”
“Telefonunu aldım 155 i aradım. Motamot anlattım. Kızı rahatsız ettiğini söyledim. Şuan buraya bakıyor dedim. Sonra beni görünce uzaklaştı. Otomobilin markasını vs hepsini söyledim. Süratle geldi. Küfür ederek tekrar gitti. Polis dediki bir daha gelirse bizi orta dediler. Şayet araştırılırsa Aleyna’nın telefonunda kayıtlı.”
“Ben adamın kim olduğunu bilmiyorum. Adamı ben şikayet ettikten 15-20 dakika sonra Aleyna teyzesini alıp bana geldiler. Nasıl tanıştığını anlattı. Ben adamın oğluyla arkadaşım, bir gün oğlunun telefonu yoktu, bana dedi ki senin telefonundan babamı arayabilir miyim dedi. Sonra ondan sonra her şey başladı.”
“Bunları anlatırken çok üzgündü. Çok rahatsız ettiğini söyledi. Ben şikayet et dedim. Tekraren gittim dedi vazgeçirdi dedi. Tam ayrıntılara girmedi lakin çok korkuyordu. Daima sigara içiyordu çok niyetliydi. Biraz sohbet ettik rahatladı. Ben süreksiz bir durumdur diye düşünmüştüm. Fakat o denli olmadı” diye konuştu.
Iğdır’da yaşanan elim olay sonrası birçok toplumsal medya kullanıcısı Aleyna için adalet daveti yaptı. Iğdır’da yaşayan bir küme genç toplumsal medya hesaplarından örgütlenerek Aleyna için bir yürüyüş planladı. Yürüyüşe Valilik tarafından müsaade verilmedi. Toplanan kalabalık Belediye Meydanı önünde ellerine pankartlarla Aleyna için adalet diye sloganlar attı. Acılı ailede kalabalığın içinde bulundu.
CESEDİNİN BULUNDUĞU KONUTUN ÖNÜNDE TOPLANDILAR
Aleyna Ağgül’ün intiharı ile ilgili Iğdır’da toplumsal medya üzerinden aktiflik düzenleyen gençler, genç kızın cansız vücudun bulunduğu apartmanın önünde bir ortaya geldi. Aktifliğe Taraftar kümeleri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve Iğdırlı vatandaşlar katıldı. Küme ismine Doğkan Tacar bir basın açıklaması yaptı.
Açıklamada Tacar; “Geçtiğimiz günlerde 18 yaşındaki Aleyna Ağgül´ün kuşkulu bir biçimde intihar ettiği haberini öğrendik. Herkes üzere bizlerde üzüldük, kahrolduk. Bugün yalnızca “hayır”dediği için, kendilerinden boşandığı yahut ayrıldığı için yahut hiç birlikte olmak istemediği için, giydikleri için, güldükleri için, hayatları ellerinden alınanlar için toplandık. Bayana yönelik şiddet bir insan hakkı ihlalidir. Bizler bu olayın da öbürleri üzere birkaç gün süren bir hassaslıktan, bir kaç gün süren gazete manşetinden sonra örtbas edilmesini, hayatı sona eren birinin hatalı olarak gösterilmesini kabul etmiyoruz. Çocuk yaşta denecek birinin hayatını sonlandıracak raddeye gelmesinin irdelenmesini istiyoruz” dedi.
Haber7
