Türkiye’nin aygıt başına düşen hasta sayısında hem MR hem de tomografi açısından OECD ülkeleri içinde birinci 3 sırada yer aldığını söyleyen Türk Radyoloji Derneği Lideri Prof. Dr. Tuncay Hazırolan, toplumda ‘MR istemeyen hekim iyi hekim değil’ anlayışı bulunduğunu belirterek “Vatandaş MR istiyor, hastayı gereğince muayene edemeyen hekim yanlış yapmamak için vatandaşı görüntülemeye gönderiyor sonuçta çok sayıda gereksiz tıbbi görüntüleme yapılıyor. Yurt dışında MR’da günde 20 civarında çekim yapılıyor. Biz 150 tane çekiyoruz. Bu kadar çok çekim yapınca hem hasta başına ayrılan müddet hem de tetkik kalitesi düşüyor. Böylelikle halkımız daha makus tetkiklerle karşı karşıya kalıyor” dedi.
“RADYOLOJİ TIBBIN GÖREN GÖZÜDÜR”
Türk Radyoloji Derneği tarafından düzenlenen 42. Ulusal Radyoloji Kongresinin basın toplantısında ülkemizde MR, ultrason, röntgen, doppler üzere radyolojik görüntülemelerin durumunu pahalandıran Prof. Dr. Hazırolan, bütün dünyada teknolojik gelişmelere paralel olarak radyolojik görüntülemenin arttığını belirterek “Radyoloji tıbbın gören gözüdür. Hastalıkların teşhisinin konmasında radyolojik görüntüleme olmazsa olmazlardandır. Ülkemizdeki sorun ise bilhassa son yıllarda radyolojik tetkiklerin hekim muayenesinin yerine geçmiş olmasıdır” sözlerini kullandı.
“DOĞRU SONUÇLARIN ALINMASINI ENGELLEYEBİLİYOR”
Prof. Dr. Tuncay Hazırolan, Türkiye gazetesine açıklamada bulunarak, “Karşımıza neredeyse hiç muayene edilmeden bize gönderilen hastalar geliyor. Çekim yapılacağı için hasta da bu durumdan şad lakin çok sayıda çekim yapılması hakikat sonuçların alınmasını engelleyebiliyor. Bizim radyolojik çekimlerde standart kimi sekanslarımız var. Çok çekim yapıldığında bunların kimileri çıkarılıyor. Bizim külfetimiz gerektiği üzere tetkik yapılamaması ve hastalığın atlanma riski. Hastalardan isteğimiz evvel iyi bir muayene daha sonra radyolojik tetkik talep etmeleri” diye konuştu.
Ülkemizde yaklaşık 5 bin radyoloji uzmanının olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Hazırolan bu sayının kâfi olduğunu lakin aygıt başına düşen hasta sayısı yüzünden çok oranda çekim yapıldığını vurguladı.
GÜNDE 400 RAPOR YAZAN RADYOLOG VAR
Radyolojik tetkiklerin laboratuvar tetkikleri üzere olmadığını ve uzman radyolog tarafından imgelerin düzgünce izlenerek yorumlanması ve rapor hazırlanması gerektiğini söz eden Prof. Dr. Hazırolan “Ülkemizde şu anda günde 300-400 tane rapor çıkarmış üzere yapan meslektaşlarımız var. Biz bir sivil toplum kuruluşuyuz bunları cezalandırmak üzere yetkimiz yok. Bir insanın günde 100 tane rapor okuması mümkün değildir. Okuyorsa da hem kendi iş kalitesi açısından hem de hasta açısından sıkıntılı” dedi.
“BU SAYI GÜNDE 50 TOMOGRAFİ, 30 MR CİVARINDADIR”
Sıhhat Bakanlığına davette bulunarak günlük çekim ve rapor sayılarının Avrupa standartlarına nazaran belirlenmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Hazırolan “Toplum sıhhati ve hakikat sonuçlar alınabilmesi için bu sayı günde 50 tomografi, 30 MR civarındadır. Biz dernek olarak bunu Sıhhat Bakanlığına bildirdik. Türkiye kaidelerinde tekrar revize edilebilir ancak bu sayıları çok aşmaması gerekir. Birçok hastalığın teşhisi radyolojik tetkik olmadan konulabilir. Mesela bizde en çok MR’a gönderilen olaylar bel fıtığı. Fizik muayene ile bel fıtığına çok rahat teşhis koyabilirsiniz. Ancak bizim ülkemizde hepsine MR çekiliyor” diye açıkladı.
COVID’DE AKCİĞER TOMOGRAFİSİ 20 KAT ARTTI
Covid devrinde akciğer tomografilerinde büyük artış yaşandığını söyleyen Kongre Genel Sekreteri Prof. Dr. Pınar Koşar “Covid öncesi devirle kıyasladığınızda günlük çekim sayımız öncesine nazaran 20 kat arttı. Birtakım kliniklerde ise olağanda bir aygıt günde 10-15 ortasında akciğer BT çekerken, günlük sayı bir anda 200-250’lere kadar çıktı. Pandeminin birinci periyotlarında karantinaya alıp almama kararı için temaslı bireylere de akciğer tomografisi çekildi. Tomografinin X ışını veren bir tetkik formülü olması sebebiyle çok ve gereksiz kullanımı toplum sıhhati açısından ziyanlı. Bu kadar çok akciğer tomografisi yapılması toplum dozunu artırdı” dedi.
Haber7
